Je was op zoek naar: worrying (Engels - Turks)

stop worrying.
endişelenmeyi bırak.

what's worrying you?
seni ne endişelendiriyor?

"worrying solves nothing."
"endişe hiçbir şeyi çözmez."

i do a lot of worrying.
bir sürü üzücü şey yaptım.

what are you worrying about?
ne hakkında endişe ediyorsun?

so stop worrying and keep shopping.
o halde endişelenmeyi bırakın da alışverişe devam edin.

i can't stop worrying about tom.
tom için endişelenmekten vazgeçemiyorum.

i want you to know we can stop worrying.
endişelenmeyi durdurabileceğimizi bilmenizi istiyorum.

he is always worrying about his daughter.
kızı hakkında her zaman endişeleniyor.

yeah, i've been worrying about that too.
evet, bunun için ben de endişeleniyordum.

they seem to be worrying about nuclear weapons.
nükleer silahlar hakkında endişeleniyor gibi görünüyorlar.

and economists have actually started worrying about that.
ve ekonomistler bunun hakkında endişelenmeye başladılar.

a new resolution cites "extremely worrying delays".
yeni bir kararda, "son derece endişe verici gecikmelere" işaret ediliyor

however there is a more worrying threat than earthquake for the bangladeshis:
ama bangladeşlilerin deprem daha fazla endişelendikleri bir tehdit daha var:

but not worrying about rent allowed me to spend my time doing what i love.
ama sevdiğim işte harcadığım zamanda, hesap kaygısı çekmeden.

ray is very nice consolation. worrying needlessly. and now i'm fine. even great.
ray, beni çok güzel teselli ediyor. gereksiz endişe. ve ben iyiyim şimdi. hatta büyük.

do you spend most of your time worrying about things that don't matter so much?
o kadar önemli olmayan şeyler hakkında endişelenerek zamanının çoğunu harcar mısın?

a worrying factor is that about half of all unemployed people have been looking for a job for more than a year.
tüm işsizlerin yarıya yakınının bir yıldan uzun süredir iş arıyor olması endişe verici bir faktördür.

if they had that kind of wealth and they didn't care about the world, it would be very worrying.
eğer o imkanlara sahip oldukları halde dünyayı umursamasalardı, çok endişe verici olurdu.

how many of you in the last years have ever found yourself worrying about the middle east and wondering what anyone could do?
kaçınız geçtiğimiz yıllarda kendini orta doğu sorunu hakkında kaygı duyarken buldu ve ne yapılabilir diye merak ederken?