Je was op zoek naar: you don't want to buy right (Engels - Turks)

don't go if you don't want to.
gitmek istemiyorsan, gitme.

it just -- you don't want to do that.
neden olduğu açık, bunu yapmak istemezsiniz.

i don't want to buy this kind of sofa.
bu tür bir kanepe satın almak istemiyorum.

are you sure you don't want to do that?
bunu yapmak istemediğine emin misin?

what do you want to buy?
ne satın almak istiyorsun?

i see why you don't want to go there.
niçin oraya gitmek istemediğini anlıyorum.

are you sure you don't want to go with us?
bizimle gitmek istemediğinden emin misin?

most definitely you don't want to pay the bribe.
kesinlikle rüşveti vermeyi istemezsiniz.

if you don't want to go, you don't have to.
gitmek istemiyorsan, gitmek zorunda değilsin.

i can understand why you don't want to eat there.
niçin orada yemek istemediğini anlayabiliyorum.

bf: you don't want to hold these, trust me.
bf: İnan bana, bunları tutmak istemezsin.

i want to buy it
onu sakmak istiyorum

i want to buy food.
yemek satın almak istiyorum.

again, if you're squeamish, you don't want to watch.
ve yine hassassanız bakmak istemeyeceksiniz.

it's too painful. you don't want to think about it.
Öyle acı verici ki, bilmek istemezsiniz.

•the stock price you want to buy:
•satın almak istediğiniz hissenin bedeli:

i want to buy jackets?
what is your email?

i want to buy turkish rugs
türk halıları almak istiyorum

i don't want to go if you don't go with me.
benimle gitmezsen, gitmek istemiyorum.

i want to buy a gift for tom.
tom için bir hediye satın almak istiyorum.