Je was op zoek naar: il a (Frans - Turks)

il a l' or
altın onda

il a deux sœurs.
onun iki kız kardeşi var.

il a traversé la rue.
sokağın karşısına geçti.

ensuite, il a regardé.
sonra baktı,

il a créé l'homme.
insanı halketti,

il a enseigné le coran.
kur'an'ı öğretti.

ou bien il l'a inventé.
belki de uydurduğu bir yalandır.

et il a établi la balance,
[57,25; 26,182]

il a fait cela pour l'argent.
o bunu para için yaptı.

et il a fait descendre le discernement.
allah'ın âyetlerini inkâr edenlere pek çetin bir azap vardır.

il a réfléchi. et il a décidé.
derin derin düşündü o; ölçtü-biçti.

c’est exactement ce qu'il a dit.
onun söylediği tam olarak odur.

il a donc rendu vaines leurs œuvres.
allah da onların amellerini boşa çıkardı.

il a été créé d'une giclée d'eau
atılan bir sudan yaratıldı.

il a beaucoup d’amis aux États-unis.
amerika'da birçok arkadaşı var.

ou bien ils disent: il l'a inventé?
"bunu (bu aktarılan tarihsel tartışmayı) o uydurdu" mu diyorlar?

il a assez d'argent pour l'acheter.
onu almak için yeterli parası var.

jusqu'à présent, il a construit deux maisons.
Şimdiye kadar iki ev inşa etti.

il l'a vraiment rendue folle d'amour.
aşktan yüreğinin zarı delinmiş.

il a expliqué comment l'accident s'est produit.
kazanın nasıl olduğunu açıkladı.