Je was op zoek naar: pangasius vis (Frans - Turks)

vis
vida

vis trigname
trigonometrik cebirname

je vis à kobe.
ben, kobe'de yaşıyorum.

je vis en ville.
Şehirde yaşıyorum.

où vis-tu en turquie ?
türkiye'de nerede yaşıyorsun?

je vins, je vis, je vainquis.
geldim, gördüm, yendim.

et daniel dit au roi: roi, vis éternellement?
daniel, ‹‹ey kral, sen çok yaşa!›› diye yanıtladı,

nous demeurâmes dans la vallée, vis-à-vis de beth peor.
böylece beytpeor'un karşısındaki vadide kaldık.››

il ressentit alors de la peur vis-à-vis d'eux.
derken onlardan korkmaya başladı.

nous t'avons effectivement défendu vis-à-vis des railleurs.
(seninle) alay edenlere karşı biz sana yeteriz.

ce serait discriminatoire vis-à-vis des régions développées qui ne reçoivent aucune aide.
böylesi birdurum, yardım programından yararlanmayan gelişmişülkelere yönelik bir ayrımcılık olacaktır.

sun n'est pas responsable vis-à-vis de ces sites ou ressources externes.
sun bu tür harici sitelerden veya kaynaklardan sorumlu değildir.

ils ne te seront d'aucune utilité vis-à-vis d'allah.
onlar, allah'tan hiçbir şeyi senden savamazlar.

il y avait trois étages, à chacun desquels se trouvaient des fenêtres les unes vis-à-vis des autres.
kafesli pencereler üç sıra halinde birbirine bakacak biçimde yapılmıştı.

visser
vidalamak