Je was op zoek naar: barabba (Italiaans - Turks)

barabba
barabbas

avevano in quel tempo un prigioniero famoso, detto barabba
o günlerde barabba adında ünlü bir tutuklu vardı.

ma i sommi sacerdoti sobillarono la folla perché egli rilasciasse loro piuttosto barabba
ne var ki başkâhinler, İsanın değil, barabbanın salıverilmesini istemeleri için halkı kışkırttılar.

ma i sommi sacerdoti e gli anziani persuasero la folla a richiedere barabba e a far morire gesù
başkâhinler ve ileri gelenler ise, barabbanın salıverilmesini ve İsanın öldürülmesini istesinler diye halkı kışkırttılar.

un tale chiamato barabba si trovava in carcere insieme ai ribelli che nel tumulto avevano commesso un omicidio
ayaklanma sırasında adam öldüren isyancılarla birlikte barabba adında bir tutuklu da vardı.

allora rilasciò loro barabba e, dopo aver fatto flagellare gesù, lo consegnò ai soldati perché fosse crocifisso
bunun üzerine pilatus onlar için barabbayı salıverdi. İsayı ise kamçılattıktan sonra çarmıha gerilmek üzere askerlere teslim etti.

allora essi gridarono di nuovo: «non costui, ma barabba!». barabba era un brigante
onlar yine, ‹‹bu adamı değil, barabba'yı isteriz!›› diye bağrıştılar. oysa barabba bir hayduttu.

ma essi si misero a gridare tutti insieme: «a morte costui! dacci libero barabba!»
ama onlar hep bir ağızdan, ‹‹yok et bu adamı, bize barabbayı salıver!›› diye bağırdılar.

e pilato, volendo dar soddisfazione alla moltitudine, rilasciò loro barabba e, dopo aver fatto flagellare gesù, lo consegnò perché fosse crocifisso
halkı memnun etmek isteyen pilatus, onlar için barabbayı salıverdi. İsayı ise kamçılattıktan sonra çarmıha gerilmek üzere askerlere teslim etti.

allora il governatore domandò: «chi dei due volete che vi rilasci?». quelli risposero: «barabba!»
vali onlara şunu sordu: ‹‹sizin için hangisini salıvermemi istersiniz?›› ‹‹barabbayı›› dediler.