Je was op zoek naar: 귀 (Koreaans - Turks)

귀
kulak

가짜 귀
estetikli kulaklar.

귀 달라고?
kulaklar için mi?

아, 귀!
Çok komikler, ha?

귀 경화증이 있네
- otosklerozu var.

- 귀 안 먹었어
sağır değil.

귀... 이를 봐!
oh, kulaklar!

눈에는 눈 귀에는 귀
göze göz dişe diş.

귀 뚫린 놈이 있었구만!
İşte müzik kulağı olan bir adam!

국가의 부름에 귀 기울일 사람
amerika'dan gelen çağrıya kulak verecekler.

이리와, 귀 뒤를 씻어 줄게
sen başarılısın.

- 저한테 귀 없는 꼬마가 있어요
- bana gelen kulaksız bir çocuk var.

귀 없는 아이가 날 기다리고 있어
beni bekleyen kulaksız bir çocuk var.

얘가 지금 귀 달라고 구걸하는 거야?
- İyiliği kulakları için mi istiyor? - evet.

한밤중에 일어나 냉장고 소리에 귀 기울여 보겠어요
kalkın ve gece yarısı, buzdolabının çıkardığı sesleri dinleyin.

- 충고에 귀 기울이고 있는 거냐, 벳시?
- bu öğüdü dinleyecek misin betsy?

셋이 교통정리 할 동안 귀 막고 있을까요?
siz aranızda anlaşana kadar arkamı dönüp kulaklarımı kapatayım mı?

하지만 아저씨가 제 귀 좀 만들어주셨으면 좋겠어요
ama umarım bana 2 tane kulak yaparsın.

프랭클린의 말에 더 귀 기울여야 한다고 생각했겠지만
bu devirde daha çok insanın bu nasihati dinleyeceğini zannediyorsunuz.

내가 귀, 코, 목을 볼 테니 넌 이분의..
evet, ben e.n.t. yapacağım, ve sen de şeyi dinleyeceksin, şey,...