Je was op zoek naar: five (Koreaans - Turks)

- five!
geliyoruz!

five years.
beş yıl.

알았다, red five.
anlaşıldı kızıl 5.

- "top five 좋은 직업들."
"hayalimdeki top beş İş."

five hundred thousand.
satıldı.

seventy-five degrees.
24 derece.

cost you an extra five.
sen bana ver, ben farene 10 böcek vereyim.

six months, maybe five.
- beş ya da altı ay kadar.

five chariotsconstellation name (optional)
beŞ savaŞ arabasiconstellation name (optional)

다섯 살 때요 i was five years old.
beş yaşındaydım.

five feudal kingsconstellation name (optional)
beŞ derebeyconstellation name (optional)

전장의 다섯 왕이요 the war of the five kings.
beş kralın savaşı.

he's been five steps ahead of us
bunca zaman boyunca bizden hep beş adım öndeydi.

말 다섯 마리면 사람도 다섯 명이지 five horses, five men.
beş at, beş adam demek.

5분 후에 적하 통로가 열립니다. ramp will open in five minutes.
hey jackson, o ne için?

my birds tell me the hound slaughtered five of our soldiers.
kuşlarım, tazı'nın beş askerimizi öldürdüğünü söylüyor.

-did you date it? -thirty-five thousand...
35 bin yıl, belki de daha eski.

away the at-sea fire party, provide from repair five.
tamirci parti beş numaralı yangın istasyonu önünde toplansın!

we ask for a five minute recess 5분간의 휴정을 요청합니다 so we can discuss a settlement with plaintiff's counsel. 원고측과 합의를 논의하겠습니다
davacının avukatı ile... bir sulh anlaşmasına varabilmek için 5 dakika ara talep ediyoruz.

jeyne poole's mother had five children-- all of them girls. 제인 풀레의 어머니는 아이가 다섯인데 전부 딸이에요.
jeyne poole'un annesinin 5 çocuğu var hepsi de kız.