Je was op zoek naar: njega (Kroatisch - Turks)

a onda bog ode od njega gore.
sonra tanrı yakuptan ayrılarak onunla konuştuğu yerden yukarı çekildi.

mnogi ondje povjerovaše u njega.
ve orada birçokları o'na iman etti.

bit ćemo uz njega", kazao je Čeku.
onun yanında olacağız."

za njega je ovo tradicija koju će poštivati.
onun için bu, sürdüreceği bir gelenek.

"nisam od njega očekivao ništa manje.
halefinin çalışmalarını yorumlayan eski cumhurbaşkanı stipe mesiç, "böyle başarılı olacağını biliyordum.

lorik ubrzava puls na terenu i izvan njega
lorik hem sahada hem da saha dışında heyecan yaratıyor

bilo bi vrlo časno od njega da tako postupi. "
karadziç'in bunu yapması kendisi açısından en gururlu davranış olur. "

_odaberi prozor kada se miš pomakne preko njega
_fare bir pencerenin üzerine geldiğinde onu yükselt

njega je za to priznanje predložilo 250 lokalnih intelektualaca.
yannoulatos'u 250 yerli aydın aday gösterdi.

teško uzdahne kad god neki kupac prođe pored njega.
müşteriler geçip gittiğinde iç çekiyor.

međutim, ova tvdnja otvorila je novi niz problema za njega.
ancak bu rekabet, bakan için bir dizi yeni sorun yarattı.

ako ga izgubite, bit će teško vratiti se na njega."
kaybederseniz geri kazanmakta zorlanırsınız."

njega nasljeđuje potpredsjednik vlade gazmend oketa iz demokratske stranke.
mediu yerini demokrat partili başbakan yardımcısı gazmend oketa'ya bırakacak.

policija je uhitila njega i njegovog moldavskog kolegu sergheia gribenca.
polis gorbunov'u ve vatandaşı sergey gribenko'yu yakaladı.

"ponosimo se njime, čitav svijet zna za nas preko njega.
setimes'a konuşan on dört yaşındaki andjelija milovanoviç, "onunla gurur duyuyoruz ve tüm dünya bizi onun sayesinde tanıyor.

prema očekivanjima, tužitelji će pokrenuti službeni pravni postupak protiv njega.
savcıların kaya hakkında yasal işlem başlatmaları bekleniyor.

opužbe protiv njega za korupciju odbačene su u siječnju. [reuters]
meta aleyhindeki yolsuzluk suçlamaları ocak ayında düşürüldü. [reuters]

dvije su masline kraj njega, jedna njemu zdesna, druga slijeva."
ayrıca kandilliğin yanında, biri zeytinyağı tasının sağında, öbürü solunda iki zeytin ağacı da var.››

druga, ovoj slièna: ljubi svoga bližnjega kao sebe samoga.
İlkine benzeyen ikinci buyruk da şudur: ‹komşunu kendin gibi seveceksin.›