Je was op zoek naar: srebro (Kroatisch - Turks)

srebro
gümüş

to je njihovo drugo europsko srebro.
bu, çiftin avrupa çapında kazandığı ikinci gümüş oldu.

a srebro, sabrano prigodom upisivanja zajednice -
topluluğun sayımından elde edilen gümüş, kutsal yerin şekeliyle 100 talant 1 775 şekeldi.

a primajte ove darove: zlato, srebro i tuè;
onlardan alacağınız armağanlar şunlardır: altın, gümüş, tunç;

srebro ti se u trosku obratilo, vino ti se razvodnjelo.
Şarabına su katıldı.

iskušavao si nas teško, bože, iskušavao ognjem kao srebro.
gümüş arıtır gibi arıttın.

kultura i sport: dvostruko srebro za hrvatskog skijaša kostelića
kültür ve spor: hırvat kosteliç'e çifte gümüş

"srebro odbaèeno", tako ih zovu, jer ih jahve odbaci!
Çünkü rab onları reddetti.››

ako ga potražiš kao srebro i tragaš za njim kao za skrivenim blagom -
onu ararsan define arar gibi,

sanader je kazao igračima kako njihovo "srebro sjaji kao zlato".
sanader oyunculara "gümüşlerinin altın gibi parladığını" söyledi.

i dade ezekija sve srebro što se našlo u domu jahvinu i u riznicama kraljevskog dvora.
hizkiya rabbin tapınağında ve kral sarayının hazinelerinde bulunan bütün gümüşü ona verdi.

'moje je zlato, moje je srebro' - rijeè je jahve nad vojskama.
‹gümüş de, altın da benim› diyor her Şeye egemen rab.

taljika je za srebro i peæ za zlato, a èovjek se poznaje po ustima koja ga hvale.
İnsansa aldığı övgüyle sınanır.

"grabite srebro! grabite zlato!" blagu kraja nema, obilje dragocjenosti!
herkesin beti benzi soluyor.

u dan onaj: bacit æe svaki svoje srebro i zlatne kumire koje sebi naèini da im se klanja,
kaya kovuklarına, uçurumlardaki yarıklara saklanacaklar.

hrvatski "kauboji" odnijeli su u domovinu srebro iz austrije. [getty images]
hırvat "kovboyları" avusturya'dan gümüşle döndüler. [getty images]

i sve srebro i zlato koje skupiš po svoj pokrajini babilonskoj s dragovoljnim prinosima koje narod i sveæenici prinesu za dom svoga boga u jeruzalemu.
babil İlinden elde edeceğin altının, gümüşün tümünü, halkın ve kâhinlerin tanrılarının yeruşalimdeki tapınağına gönülden verdikleri armağanları da alıp götürmelisin.

očekuje se kako će ta mjera, uz ranije povećanje naknada za srebro i platinu, ove godine donijeti državnom proračunu dodatnih 65 milijuna eura.
söz konusu tedbirin, gümüş ve platinin maden yeri vergilerine yapılan daha önceki bir zamla birlikte, bu yıl devlet bütçesine 65 milyon avroluk ek gelir getirmesi bekleniyor.

to je njihovo drugo europsko srebro. albanski predsjednik alfred moisiu posthumno je odlikovao odličjem zlatnog orla ervina dervishia koji je poginuo u mirovnoj operaciji u iraku.
bu, çiftin avrupa çapında kazandığı ikinci gümüş oldu. arnavutluk cumhurbaşkanı alfred moisiu, irak'taki barış gücü operasyonlarında hayatını kaybeden ervin dervişi'yi ölümünden sonra altın kartal madalyası ile ödüllendirdi.

i juda æe se boriti u jeruzalemu. tu æe se sakupiti bogatstva svih okolnih naroda: zlato, srebro, odjeæa u velikoj množini.
yahudalılar da yeruşalimde savaşacak. Çevredeki bütün ulusların serveti, çok miktarda altın, gümüş, giysi toplanacak.