Je was op zoek naar: cavernis (Latijn - Turks)

in desertis habitabant torrentium et in cavernis terrae vel super glarea
kaya kovuklarında yaşıyorlardı.

quibus dignus non erat mundus in solitudinibus errantes et montibus et speluncis et in cavernis terra
dünya onlara layık değildi. Çöllerde, dağlarda, mağaralarda, yeraltı oyuklarında dolanıp durdular.

apparuit igitur uterque stationi philisthinorum dixeruntque philisthim en hebraei egrediuntur de cavernis in quibus absconditi fueran
böylece ikisi de filistlilerin askerlerine göründüler. filistliler, ‹‹bakın! İbraniler gizlendikleri çukurlardan çıkmaya başlıyor!›› dediler.

ecce ego mittam piscatores multos dicit dominus et piscabuntur eos et post haec mittam eis multos venatores et venabuntur eos de omni monte et de omni colle et de cavernis petraru
‹‹birçok balıkçı çağırmak üzereyim. onları yakalayacaklar›› diyor rab, ‹‹ardından birçok avcı çağıracağım. her dağın, her tepenin üzerinden, kaya kovuklarından avlayacaklar onları.

arrogantia tua decepit te et superbia cordis tui qui habitas in cavernis petrae et adprehendere niteris altitudinem collis cum exaltaveris quasi aquila nidum tuum inde detraham te dicit dominu
oradan indireceğim seni›› diyor rab. edomun başkentinin adıydı.