Je was op zoek naar: fundes (Latijn - Turks)

sed super terram fundes quasi aqua
kan yememelisiniz; kanı su gibi toprağa akıtacaksınız.

divides eam minutatim et fundes supra oleu
onu sunarken parçalara ayırıp üzerine zeytinyağı dökeceksin. bu tahıl sunusudur.

quem cum mactaveris tolles de sanguine eius et fundes circa altar
koçu sen kes. kanını sunağın her yanına dök.

et oleum unctionis fundes super caput eius atque hoc ritu consecrabitu
sonra mesh yağını al, başına dökerek onu meshet.

quibus quadraginta bases argenteas fundes ut binae bases singulis tabulis per duos angulos subiciantu
her çerçevenin altında iki çıkıntı için birer taban olmak üzere, yirmi çerçevenin altında kırk gümüş taban yap.

ipsasque tabulas deaurabis et fundes eis anulos aureos per quos vectes tabulata contineant quos operies lamminis aurei
Çerçeveleri ve kirişleri altınla kapla, kirişlerin geçeceği halkaları da altından yap.

sumptumque de sanguine vituli pones super cornua altaris digito tuo reliquum autem sanguinem fundes iuxta basim eiu
kanını parmağınla sunağın boynuzlarına sür, artan kanı sunağın dibine dök.

et offeres oblationes tuas carnem et sanguinem super altare domini dei tui sanguinem hostiarum fundes in altari carnibus autem ipse vesceri
yakmalık sunularınızı, eti ve kanı tanrınız rabbin sunağında sunacaksınız. kurbanınızın kanı tanrınız rabbin sunağına akacak. ama eti yiyebilirsiniz.

posui verba mea in ore tuo et in umbra manus meae protexi te ut plantes caelos et fundes terram et dicas ad sion populus meus es t
ve siyona, ‹halkım sensin› demen için...››

primogenitum autem bovis et ovis et caprae non facies redimi quia sanctificata sunt domino sanguinem tantum eorum fundes super altare et adipes adolebis in suavissimum odorem domin
‹‹ancak sığırın, koyunun ya da keçinin ilk doğanı için bedel almayacaksın. onlar benim için ayrılmıştır. kanlarını sunağın üzerine dökeceksin, yağlarını rabbi hoşnut eden koku olsun diye yakılan bir sunu olarak yakacaksın.