Je was op zoek naar: pectus (Latijn - Turks)

pectus
göğüs

itaque cum recubuisset ille supra pectus iesu dicit ei domine quis es
o da İsanın göğsüne yaslanmış durumda, ‹‹ya rab, kimdir o?›› diye sordu.

huius statuae caput ex auro optimo erat pectus autem et brachia de argento porro venter et femora ex aer
başı saf altından, göğsüyle kolları gümüşten, karnıyla kalçaları tunçtan,

et publicanus a longe stans nolebat nec oculos ad caelum levare sed percutiebat pectus suum dicens deus propitius esto mihi peccator
‹‹vergi görevlisi ise uzakta durdu, gözlerini göğe kaldırmak bile istemiyordu, ancak göğsünü döverek, ‹tanrım, ben günahkâra merhamet et› diyordu.

conversus petrus vidit illum discipulum quem diligebat iesus sequentem qui et recubuit in cena super pectus eius et dixit domine quis est qui tradit t
petrus arkasına döndü, İsanın sevdiği öğrencinin kendilerini izlediğini gördü. bu öğrenci, akşam yemeğinde İsanın göğsüne yaslanan ve, ‹‹ya rab, sana kim ihanet edecek?›› diye soran öğrencidir.