Je was op zoek naar: populu (Latijn - Turks)

multa quidem et alia exhortans evangelizabat populu
yahya başka birçok konuda halka çağrıda bulunuyor, müjdeyi duyuruyordu.

qui ait post tres dies revertimini ad me cumque abisset populu
rehavam, ‹‹Üç gün sonra yine gelin›› yanıtını verince halk yanından ayrıldı.

ceterorum autem nemo audebat coniungere se illis sed magnificabat eos populu
halk onlara büyük saygı duyduğu halde, dışarıdan hiç kimse onlara katılmayı göze alamıyordu.

cumque transissent omnes transivit et arca domini sacerdotesque pergebant ante populu
halkın tümü geçtikten sonra kâhinler rabbin antlaşma sandığıyla birlikte halkın önüne geçtiler.

in multiplicatione iustorum laetabitur vulgus cum impii sumpserint principatum gemet populu
kötü kişi hükümdar olunca halk inler.

adpropinquante autem iam proelio stabit sacerdos ante aciem et sic loquetur ad populu
savaşa başlamadan önce kâhin gelip askerlere seslenecek.

et expiabit sanctuarium et tabernaculum testimonii atque altare sacerdotes quoque et universum populu
en kutsal yeri, buluşma Çadırını, sunağı arındıracak; kâhinlerin ve bütün topluluğun günahlarını bağışlatacak.

exsiccatum est faenum et cecidit flos quia spiritus domini sufflavit in eo vere faenum est populu
gerçekten de halk ottan farksızdır.

docebantque in iuda habentes librum legis domini et circuibant cunctas urbes iuda atque erudiebant populu
rabbin yasa kitabını yanlarına alıp yahudada halka öğrettiler. bütün yahuda kentlerini dolaşarak halka ders verdiler.

adveniens autem quidam nuntiavit eis quia ecce viri quos posuistis in carcere sunt in templo stantes et docentes populu
o sırada yanlarına gelen biri, ‹‹bakın, hapse attığınız adamlar tapınakta dikilmiş, halka öğretiyor›› diye haber getirdi.

sed caput syriae damascus et caput damasci rasin et adhuc sexaginta et quinque anni et desinet ephraim esse populu
Çünkü Şam sadece aramın başkenti, resin de sadece Şamın başıdır. efrayime gelince, altmış beş yıl içinde paramparça edilip halk olmaktan çıkacak.

cumque sepelissent abner in hebron levavit rex vocem suam et flevit super tumulum abner flevit autem et omnis populu
avneri hevronda gömdüler. kral, avnerin mezarı başında hıçkıra hıçkıra ağladı. oradaki herkes de ağladı.

dixitque ei dominus revertenti in aegyptum vide ut omnia ostenta quae posui in manu tua facias coram pharaone ego indurabo cor eius et non dimittet populu
rab musaya, ‹‹mısıra döndüğünde, sana verdiğim güçle bütün şaşılası işleri firavunun önünde yapmaya bak›› dedi, ‹‹ama ben onu inatçı yapacağım. halkı salıvermeyecek.

et vidi alterum angelum volantem per medium caelum habentem evangelium aeternum ut evangelizaret sedentibus super terram et super omnem gentem et tribum et linguam et populu
bundan sonra göğün ortasında uçan başka bir melek gördüm. yeryüzünde yaşayanlara -her ulusa, her oymağa, her dile, her halka- iletmek üzere sonsuza dek kalıcı olan müjdeyi getiriyordu.

cum autem ingressi fuerint sacerdotes non egredientur de sanctis in atrium exterius et ibi reponent vestimenta sua in quibus ministrant quia sancta sunt vestienturque vestimentis aliis et sic procedent ad populu
kâhinler kutsal alana girdikten sonra, hizmet ederken giydikleri giysileri orada bırakmadan dış avluya çıkmayacaklar. Çünkü bu giysiler kutsaldır. halkın bulunduğu yerlere gitmeden önce başka giysiler giymeliler.››

parabatur autem mihi per dies singulos bos unus arietes sex electi exceptis volatilibus et inter dies decem vina diversa et alia multa tribuebam insuper et annonas ducatus mei non quaesivi valde enim erat adtenuatus populu
benim için her gün bir boğa, altı seçme koyun, tavuklar kesilir, on günde bir de her türden bolca şarap hazırlanırdı. bütün bunlara karşın valiliğin yiyecek bütçesine dokunmadım. Çünkü halk ağır yük altındaydı.