Je was op zoek naar: sanctuaria (Latijn - Turks)

sanctuaria mea sprevistis et sabbata mea polluisti
benim kutsal eşyalarıma saygısızlık ettin, Şabat günlerimi hiçe saydın.

fili hominis pone faciem tuam ad hierusalem et stilla ad sanctuaria et propheta contra humum israhe
‹‹ey insanoğlu, yüzünü yeruşalime çevir, kutsal yerlerine karşı konuş, İsrail ülkesine karşı peygamberlik et.

et adducam pessimos de gentibus et possidebunt domos eorum et quiescere faciam superbiam potentium et possidebunt sanctuaria eoru
ulusların en kötülerini buraya getireceğim; evlerinizi mülk edinecekler. güçlülerin gururuna son vereceğim. kutsal yerleri kirletilecek.

in tantum ut urbes vestras redigam in solitudinem et deserta faciam sanctuaria vestra nec recipiam ultra odorem suavissimu
kentlerinizi viraneye çevirecek, tapınaklarınızı yıkacağım. beni hoşnut etmek için sunduğunuz kokuları duymayacağım.

sacerdotes eius contempserunt legem meam et polluerunt sanctuaria mea inter sanctum et profanum non habuere distantiam et inter pollutum et mundum non intellexerunt et a sabbatis meis averterunt oculos suos et coinquinabar in medio eoru
kâhinleri yasamı hiçe saydılar, kutsal eşyalarımı kirlettiler, kutsalla bayağı arasındaki ayrımı yapmadılar, kirliyle temiz arasındaki farkı öğretmediler, Şabat günlerimden gözlerini çevirdiler. kutsallığımı önemsemediler.