Je was op zoek naar: fottrinn (Noors - Turks)

fottrinn
adım

jeg hører fottrinn.
ayak sesi duydum. durun!

jeg hører fottrinn!
bir ayak sesi duydum!

"jeg hører fottrinn."
"sanırım bir ayak sesi duydum."

jeg hørte fottrinn. lukk opp.
ayak seslerini duydum.

"de hørte kjempens fottrinn.
"tam, tam, tam." "devin ayak seslerini duydu.

ditt komme er som dommens fottrinn.
bize kıyametin ayak sesleri gibi geliyorsun.

det er tomt, men jeg hører fottrinn.
Önünde kimse görünmüyor ama ayak sesleri duyuyorum.

selv et fottrinn kan avsløre posisjonen vår.
yanlış atılacak bir adım bile yerimizi belli edebilir.

(fottrinn) jeg sitter ved siden av deg.
yanına ben oturacağım.

han går som dracula med fottrinn stille som døden.
drakula gibi yürür sessiz adımlarla, ölüm gibi.

det lå snø på bakken, så hans fottrinn var lydløse.
her yer kardı ve adam bana doğru yürüyordu bundandır ki adımlarından hiç ses çıkmıyordu.

den burde peke mot hallen. jeg tror vi hørte fottrinn der.
bence salonu görmesi lazım, ayak sesleri oradan geliyor.

du bare følger i pappas fottrinn som en god liten soldat?
Çünkü babamı küçük bir asker gibi izliyorsun.

- [løpende fottrinn] - [pesende] Åhh-h-h!
hemen geliyorum!

det eneste som gjør at du ikke svimer av er fottrinn fra mannen i gangen. letende etter sønnen din.
seni bayılmadan alıkoyan tek şey... salona inip oğlunu arayan adamın ayak sesleri.

begynnelsen virker logisk, men slutten...? "jeg hører djevelens fottrinn høyere her".
Çoğunluğu mantıklı, ama şöyle bitiyor, "Şeytanın ayak seslerinin buraya geldiğini hissediyorum."

idet kroppen traff gulvet, sa han at han hørte fottrinn ovenpå som løp mot ytterdøra. hørte døra bli åpnet, og fottrinnene gå nedover.
ceset yere düştüğünde, ...üst kattan ön kapıya doğru ayak sesleri duyduğunu üst kattaki kapının açıldığını ve ayak seslerinin merdivenlere indiğini söyledi

lyden av fottrinnene dine i retning av vinduet lyder i rommet.
pencereye doğru giderken attığın adımların sesi, tüm odayı kaplıyor.