Je was op zoek naar: hovne opp (Noors - Turks)

ansiktet kunne hovne opp
bu yüzden elim yüzüm şişebilir.

det kommer til å hovne opp som fanken.
fena şişecek.

snart kommer anklene hennes til å hovne opp.
- Çok yakın bir zamanda... - ...bacakları şişmeye başlayacak.

men like før du ringte, begynte de å hovne opp.
bu çok çok eskidir.

tror du blyet fra kula fikk hjernen til å hovne opp.
ama sen mermiden gelen kurşunun beynini şişirip fıtık yaptığını düşünüyorsun.

jackson er allergisk mot jordbær. halsen vil hovne opp.
- gelin, jackson'ın çileğe alerjisi var.

gassen irriterer øynene og får øyelokkene til å hovne opp.
sadece gözünüz biraz tahriş olmuş.

du må gå litt rundt, ellers vil føttene dine hovne opp.
yürüsen iyi olur, yoksa ayakların şişer.

ja, han måtte få trekt ei tann. ansiktet hovne opp her.
evet, yüzü gözü şiştiği için dişini çektirmesi gerekiyordu.

den handler om hvordan all sur mat får organene til å hovne opp.
buda asitli yiyeceklerin organlarını nasıl şişirdiğini anlatan bir kitap. evet. bu kitap benim herşeye karşı tutumumu değiştirdi...

fingrene hans hovner opp.
parmakları şişer.

- halsen min hovner opp.
boğazım düğümleniyor.

- tunga har hovnet opp!
olamaz, şişmeye başladı!

ansiktet hovnet opp over natten.
gece bütün yüzü şişti.

hendene hans hovner opp når vi flyr.
ne zaman uçsa elleri şişer.

- han hovnet opp som en flodhest.
- suaygırı kadar lekeler çıktı.

hodet hovnet opp til dobbelt størrelse.
berbat bir hâldeydi. kafasi da iki kati kadar sismisti.

hadde jeg spist dem så hadde jeg hovnet opp.
eğer yeseydim, patlardım.

fottene har hovnet opp, sa jeg ma holde dem hoyt.
ayaklarım şişiyor, onları yukarıda tutmalıyım.

blodtrykket er stabilt., men han hovner opp og blir kaldere.
tansiyonu normal. bu iyi. ama giderek şişiyor ve soğuyor.