Je was op zoek naar: сидящий (Russisch - Turks)

Царь, сидящий на престоле суда, разгоняет очами своими все злое.
kötülüğü gözleriyle ayıklar.

И поверг сидящий на облаке серп свой на землю, и земля была пожата.
bulutun üzerinde oturan, orağını yerin üzerine salladı, yerin ekini biçildi.

Ибо так говорит Господь: не прекратится у Давида муж, сидящий на престоле дома Израилева,
rab şöyle diyor: ‹İsrail tahtı üzerinde oturan davut soyunun ardı arkası kesilmeyecek.

И тотчас я был в духе; и вот, престол стоял на небе, и на престоле был Сидящий;
o anda ruhun etkisinde kalarak gökte bir taht ve tahtta oturan birini gördüm.

и Сей Сидящий видом был подобен камню яспису и сардису; и радуга вокруг престола, видом подобная смарагду.
tahtta oturanın, yeşim ve kırmızı akik taşına benzer bir görünüşü vardı. zümrüdü andıran bir gökkuşağı tahtı çevreliyordu.

И увидел я отверстое небо, и вот конь белый, и сидящий на нем называется Верный и Истинный, Который праведно судит и воинствует.
bundan sonra göğün açılmış olduğunu, beyaz bir atın orada durduğunu gördüm. binicisinin adı sadık ve gerçektir. adaletle yargılar, savaşır.

И сказал Сидящий на престоле: се, творю все новое. И говорит мне: напиши; ибо слова сии истинны и верны.
tahtta oturan, ‹‹İşte her şeyi yeniliyorum›› dedi. sonra, ‹‹yaz!›› diye ekledi, ‹‹Çünkü bu sözler güvenilir ve gerçektir.››

и скажи: выслушай слово Господне, царь Иудейский, сидящий на престоле Давидовом, ты, и слуги твои, и народ твой, входящие сими воротами.
‹rabbin sözünü dinleyin, ey davutun tahtında oturan yahuda kralıyla görevlileri ve bu kapılardan giren halk!

Всем обещал Аллах благо, а усердствующим Аллах дал преимущество перед сидящим в великой награде,
allah hepsine güzellik vaat etmiştir ama yoğun gayret gösterenleri, çok büyük bir ödülle, oturanlardan üstün kılmıştır.