Je was op zoek naar: congregación (Spaans - Turks)

toda la congregación de israel la celebrará
bütün İsrail topluluğu fısıh bayramını kutlayacak.

toda la congregación en conjunto era de 42.360
bütün halk toplam 42 360 kişiydi.

"moisés nos prescribió la ley, la heredad de la congregación de jacob
musa bize yasayı verdi.

anunciaré tu nombre a mis hermanos; en medio de la congregación te alabaré
topluluğun ortasında sana övgüler sunayım:

entonces se puso de pie y bendijo en alta voz a toda la congregación de israel, diciendo
ayakta durup bütün İsrail topluluğunu yüksek sesle şöyle kutsadı:

entonces toda la congregación gritó y dio voces; el pueblo lloró aquella noche
o gece bütün topluluk yüksek sesle bağrışıp ağladı.

entonces el ejército abandonó a los cautivos y el botín delante de los jefes y de toda la congregación
bunun üzerine savaşçılar tutsaklarla yağmalanan malları önderlerin ve topluluğun önüne bıraktılar.

cuando se toque con ambas, se reunirá ante ti toda la congregación a la entrada del tabernáculo de reunión
İki borazan birden çalınınca, bütün topluluk senin yanında, buluşma Çadırının girişi önünde toplanacak.

"no entrará en la congregación de jehovah quien tenga los testículos magullados o mutilado el miembro viril
‹‹erkeklik bezi ezilmiş ya da erkeklik organı kesilmiş kişi rabbin topluluğuna girmeyecek.

lo habréis de guardar hasta el día 14 de este mes, cuando lo degollará toda la congregación del pueblo de israel al atardecer
ayın on dördüne kadar ona bakacaksınız. o akşamüstü bütün İsrail topluluğu hayvanları boğazlayacak.

"no entrará el bastardo en la congregación de jehovah. ni aun en la décima generación entrará en la congregación de jehovah
‹‹yasa dışı doğan biri rabbin topluluğuna girmeyecek. soyundan gelenler de onuncu kuşağa dek rabbin topluluğuna girmeyecektir.

"tomará de la congregación de los hijos de israel dos machos cabríos para el sacrificio por el pecado y un carnero para el holocausto
İsrail topluluğu günah sunusu olarak haruna iki teke, yakmalık sunu olarak bir koç verecek. sözcüğü tanrının öfkesinin yatıştırıldığı, halkının günahlarının bağışlanıp tanrıyla barıştırıldığı özel yeri ifade ediyordu.

"no entrará el amonita ni el moabita en la congregación de jehovah. ni aun en la décima generación entrarán jamás en la congregación de jehovah
‹‹ammonlu ya da moavlı biri rabbin topluluğuna girmeyecek. onların soyundan gelenler de onuncu kuşağa dek asla rabbin topluluğuna girmeyecek.

pero los hijos de israel no los mataron, porque los jefes de la congregación les habían jurado por jehovah dios de israel. por eso toda la congregación murmuraba contra los jefes
ancak İsrailliler bunlara dokunmadılar. Çünkü topluluğun önderleri, İsrailin tanrısı rab adına ant içmişlerdi. bu yüzden topluluk önderlere karşı söylenmeye başladı.

en aquella ocasión salomón y todo israel con él, una gran congregación desde lebo-hamat hasta el arroyo de egipto, hicieron fiesta durante siete días
süleyman, levo-hamattan mısır vadisine kadar her yerden gelen İsraillilerin oluşturduğu çok büyük bir toplulukla birlikte bayramı yedi gün kutladı.

"hazte dos trompetas de plata; las harás modeladas a martillo. y te servirán para convocar a la congregación y para poner en marcha los campamentos
‹‹dövme gümüşten iki borazan yapacaksın; bunları topluluğu çağırmak ve halkın yola çıkması için kullanacaksın.

"habla a toda la congregación de los hijos de israel y diles: 'sed santos, porque yo, jehovah vuestro dios, soy santo
‹‹İsrail topluluğuna de ki, ‹kutsal olun, çünkü ben tanrınız rab kutsalım.

luego moisés y aarón reunieron a la congregación delante de la roca, y él les dijo: --¡escuchad, rebeldes! ¿sacaremos para vosotros agua de esta roca
musayla harun topluluğu kayanın önüne topladılar. musa, ‹‹ey siz, başkaldıranlar, beni dinleyin!›› dedi, ‹‹bu kayadan size su çıkaralım mı?››

allá suben las tribus, las tribus de jehovah, las congregaciones de israel, para alabar el nombre de jehovah
rabbin adına şükretmek için.