Je was op zoek naar: especias (Spaans - Turks)

especias
baharat

algunos de los hijos de los sacerdotes preparaban la mezcla de las especias aromáticas
ancak baharatı karıştırıp hazırlama görevi kâhinlerindi.

aceite para la iluminación, especias aromáticas para el aceite de la unción y para el incienso aromático
kandil için zeytinyağı, mesh yağıyla güzel kokulu buhur için baharat,

entonces regresaron y prepararon especias aromáticas y perfumes, y reposaron el sábado, conforme al mandamiento
evlerine dönerek baharat ve güzel kokulu yağlar hazırladılar. ama Şabat günü, tanrı'nın buyruğu uyarınca dinlendiler.

también trajeron las especias aromáticas y el aceite para la iluminación, para la unción y para el incienso aromático
kandil, mesh yağı ve güzel kokulu buhur için baharat ve zeytinyağı getirdiler.

¡escápate, oh amado mío! sé semejante al venado o al cervatillo sobre los montes de las especias
geyik yavrusu gibi ol!

cuando pasó el sábado, maría magdalena, maría madre de jacobo, y salomé compraron especias aromáticas para ir a ungirle
Şabat günü geçince, mecdelli meryem, yakupun annesi meryem ve salome gidip İsanın cesedine sürmek üzere baharat satın aldılar.

nardos, azafrán, cálamo, canela, plantas de incienso, mirra, áloe, con todas las mejores variedades de especias
mür ve ödle, her türlü seçme baharatla.

ezequías tuvo muchísimas riquezas y gloria. adquirió tesoros de plata y oro, piedras preciosas, especias aromáticas, escudos y toda clase de objetos valiosos
hizkiya çok zengin ve onurlu biriydi. altını, gümüşü, değerli taşları, baharatı, kalkanları ve çeşit çeşit değerli eşyası için hazineler yaptırdı.

jehovah dijo también a moisés: "toma especias: estacte, uña aromática, gálbano e incienso puro; igual peso de cada cosa
sonra rab musaya şöyle dedi: ‹‹güzel kokulu baharat -kara günnük, onikafç, kasnı ve saf günnük- al. hepsi aynı ölçüde olsun.

especie
tür