Je was op zoek naar: nesmrtelní (Tjechisch - Turks)

a budou tam nesmrtelní.
orada ebedi kalacaklardır.

však hříšníci prodlévají v trestu pekelném nesmrtelní
doğrusu suçlular, temelli kalacakları cehennemin azabı içindedirler.

vejděte do bran pekelných, kde zůstanete nesmrtelní!
cehennemin kapılarından girin, orada ebedi kalacaksınız.

a jestliže ty zemřeš, budou snad oni nesmrtelní?
sen ölürsen onlar ebedi mi kalacaklar?

byli jste dobří, vejděte tedy a buďte v něm nesmrtelní!"
artık ebedi kalmak üzere girin buraya, derler.

a budou tam mít manželky čisté? a budou tam nesmrtelní.
onlar için cennette tertemiz eşler de vardır. ve onlar orada ebedi kalıcılardır.

a chcete stále zakládat stavby - hodláte snad být nesmrtelní?
"ebedi kalırsınız diye sağlam yapılar mı edinirsiniz?"

a konec jich obou bude jedině v ohni pekelném a budou tam nesmrtelní.
bu yüzden ikisinin de sonu, içinde sürekli kalacakları ateşe girmek oldu.

zahrad edenu, pod nimiž řeky tekou a v nichž nesmrtelní budou.
adn cennetleri ki, altlarından ırmaklar akar; sürekli kalacaklar içlerinde.

to jsou ti, jichž skutky budou marné a v ohni budou nesmrtelní!
onlar, bütün yaptıkları boşa gidenlerdir ve onlar, ateşte ebedi olarak kalırlar.

a bude jim řečeno: "vstupte do bran pekla, v němž nesmrtelní budete!"
o halde içinde ebedi kalmak üzere cehennemin kapılarından girin.

a že jmění jeho jej učiní nesmrtelným, se domnívá!
(o), malının kendisini ebedi kılacağını zanneder.