Je was op zoek naar: arkadaşlık (Turks - Chinees (Vereenvoudigd))

arkadaşlık
協會 协会 [xie2 hui4]

onlara başkaldıranlarla arkadaşlık etme.
我 兒 、 你 要 敬 畏 耶 和 華 與 君 王 ． 不 要 與 反 覆 無 常 的 人 結 交

ete düşkün oburlarla arkadaşlık etme.
好 飲 酒 的 、 好 喫 肉 的 、 不 要 與 他 們 來 往

oburlarla arkadaşlık edense babasını utandırır.
謹 守 律 法 的 是 智 慧 之 子 ． 與 貪 食 人 作 伴 的 、 卻 羞 辱 其 父

bu nedenle ağzı gevşek olanla arkadaşlık etme.
往 來 傳 舌 的 、 洩 漏 密 事 ． 大 張 嘴 的 不 可 與 他 結 交

mektubumda size fuhuş yapanlarla arkadaşlık etmemenizi yazdım.
我 先 前 寫 信 給 你 們 說 、 不 可 與 淫 亂 的 人 相 交

“sen benimle arkadaşlık etmeye katlanamazsın dememiş miydim?” dedi.
他說：「難道我沒有對你說過嗎？你不能耐心地和我在一起。」

birbirinizle aynı düşüncede olun. böbürlenmeyin; tersine, hor görülenlerle arkadaşlık edin. bilgiçlik taslamayın.
要 彼 此 同 心 ． 不 要 志 氣 高 大 、 倒 要 俯 就 卑 微 的 人 。 〔 人 或 作 事 〕 不 要 自 以 為 聰 明

size şunu söyleyeyim, arkadaşlık gereği kalkıp ona istediğini vermese bile, adamın yüzsüzlüğünden ötürü kalkar, ihtiyacı neyse ona verir.
我 告 訴 你 們 、 雖 不 因 他 是 朋 友 起 來 給 他 、 但 因 他 情 詞 迫 切 的 直 求 、 就 必 起 來 照 他 所 需 用 的 給 他

(musa:) "bundan sonra sana bir şey soracak olursam, artık benimle arkadaşlık etme. benden yana bir özre ulaşmış olursun" dedi.
穆萨说：此后，如果我再问你什么道理，你就可以不许我再追随你，你对于我，总算仁至义尽了。

musa: eğer, dedi, bundan sonra sana bir şey sorarsam artık bana arkadaşlık etme. hakikaten benim tarafımdan (ileri sürebilecek) mazeretin sonuna ulaştın.
穆萨说：此后，如果我再问你什么道理，你就可以不许我再追随你，你对于我，总算仁至义尽了。

anlamsız, çirkin sözler işitince yüzlerini çevirip uzak durur ve şöyle derler:“bizim işlerimiz bize, sizinkiler de size aittir.selâm olsun size, hoşça kalın!cahillerle arkadaşlık etmeyi arzulamayız biz” [25,72]
当他们听到恶言的时候，立即退避，他们说：我们有我们的行为，你们有你们的行为。祝你们平安！我们不求愚人的友谊。