Je was op zoek naar: süslenmişti (Turks - Deens)

ve bu ev kadar abartılı süslenmişti.
og ligeså overdrevet. - hvorfor fortalte han det ikke til os?

soluk mavi kadife giyiyordum. gümüş renk dantelle süslenmişti.
jeg var i lyseblåt fløjl med sølvblonder.

cuma akşamı parti için bayağı süslenmişti. onunla buluşunca öyle süslenir. jasper.
og i fredags klædte hun sig flot på til festen og det gør hun, når hun skal mødes med ham.

kayıplar. yatak oymalarla süslenmişti. bu yatak süslerinin de oyulduğu anlamına gelir.
resten af sengen var skåret ud, det vil sige, at figurerne også må være udskåret.

her bir ayaklığın dört tunç tekerleği ve dingilleri vardı. dört köşeye de kazan için destekler yapılmıştı. her dökme destek çelenklerle süslenmişti.
hvert stel havde fire kobber hjul og kobberaksler. de fire hjørner havde bærearme; under bækkenet var bærearmene faststøbt, og midt for hver af dem var der kranse.

Üzerinde tunç bir başlık vardı. başlığın yüksekliği beş arşındı, çevresi tunçtan ağ ve nar motifleriyle bezenmişti. Öbür sütun da nar motifleriyle süslenmişti ve ötekine benziyordu.
og der var et søjlehoved af kobber oven på den, fem alen højt, og rundt om søjlehovedet var der fletværk og granatæbler, alt af kobber; og på samme måde var det med den anden søjle.

her oyuncuyu bir amigo kızla eşleştirirler ve kızlar da onların dolaplarını süsler, kurabiyeler yapar saçlarını onların istediği gibi toplar. herkes eğlenir yani. dün tüm oyuncuların dolapları karnaval günü gibi süslenmişti.
igår lignede alle de andres skabe vognene til karneval.

her sütun on sekiz arşınfı yüksekliğindeydi, üzerlerinde tunç birer başlık vardı. başlığın yüksekliği üç arşındı, çevresi tunçtan ağ ve nar motifleriyle bezenmişti. Öbür sütun da ağ motifleriyle süslenmişti ve ötekine benziyordu.
atten alen høj var den ene søjle, og der var et søjlehoved af kobber oven på den, tre alen højt, og rundt om søjlehovederne var der fletværk og granatæbler, alt af kobber; og på samme måde var det med den anden søjle.