Je was op zoek naar: büyükannem (Turks - Engels)

büyükannem bir çiftçiydi.
my grandmother was a farmer.

büyükannem yavaş konuşur.
my grandmother speaks slowly.

büyükannem tek başına yaşıyor.
my grandmother lives by herself.

büyükannem akşam yürüyüşe gidiyor.
my grandmother goes for a walk in the evening.

büyükannem bana külkedisi hikayesini anlattı.
my grandmother told me the story of cinderella.

büyükannem bana istediğimden daha fazlasını verdi.
my grandmother gave me more than i wanted.

büyükannem giderek unutkan ve kırılgan oluyor.
my grandmother was gradually becoming forgetful and frail.

ah, yüzüğümü beğendin mi? kendisi büyükannem.
oh, you like my ring? it's my grandmother.

büyükannem yaşam tarzını hiçbir zaman değiştirmedi.
my grandmother never changed her style of living.

büyükannem biraz ağır işitir. yani hafifçe sağırdır.
my grandmother is hard of hearing. in other words she is slightly deaf.

ben onu ziyaret ettiğimde büyükannem bir haftadır hastaydı.
my grandmother had been sick for a week when i visited her.

büyükannem bir motosiklet sürebilir, ve dahası bir bisikleti de.
my grandmother can ride a motorcycle, and what's more, a bicycle.

annem, büyükannem, teyzelerim sürekli kocamın etrafta olduğunu hatırlatır dururdu.
my mother, my grandmother, my aunties, they constantly reminded me that your husband just passed by.

büyükannem benden daha hızlı yürür, ve benim oynadığımdan daha iyi tenis oynar.
my grandmother walks faster than me, and plays tennis better than i do.

orada büyükannemle yaşıyorum.
am living with my grandma there