Je was op zoek naar: bıçak (Turks - Engels)

bıçak
knife

bıçak kör.
the knife is dull.

sustalı bıçak
switchblade

a (bıçak kalınlığı):
a (blade thickness):

bana bir bıçak lazım.
i need a knife.

bıçak ağzının ucu keskindir.
the tip of the knife blade is sharp.

tom'a bir bıçak uzattım.
i handed tom a knife.

peynirin içine bıçak saplamayın.
don't thrust your knife into the cheese.

bu bıçak et kesmek için kullanılır.
this knife is used to cut meat.

Çoğu zaman... ...bıçak sırtında gibiyiz.
we're on the edge through a large part of the time.

Çatal bıçak? hayır, çok tehlikeli.
knives and forks? no, they're too dangerous.

ekmeği kesmek için kullandığımız bıçak keskindi.
the knife we used to cut the bread with was sharp.

bıçaklar
knives