Je was op zoek naar: ben de hayatim (Turks - Engels)

ben de.
me too.

ben de seni
i loved you too

yani .. ben de."
that ... me neither."

'ben de.' dedi
he said, "so do i."

ben de, "evet",
i was like, "yeah.

ben de aśkem
me too my teacher

ben de gitmedim.
so did i.

ben de yapacağım!
i (too) am acting.

ben de" deneyelim.
i said, "well, let's try it.

ben de "tamam."
i was like, "okay."

ben denize baktım.
i looked down at the sea.

2001'de hayatı değişti.
in 2001, her life changed.

onların her ikisi de hayatta.
they're both alive.

dolayısıyla ben de hayatımın bu dönemiyle ilgili bir anı kitabı yazmaya karar verdim.
and so i decided to write a book, a memoir, about this decade of my life.

ebeveynlerimin her ikisi de hayatta değiller.
both of my parents aren't alive.

babaannem de hayatta kalmış ve büyükbabamla evlenmiş.
my grandmother survived and married my grandfather.

bu fikir sahipleri de hayatın her kesiminden olacak.
now idea creators, they come from all walks of life.

ben zamanımın harcayabildiğim kadarını deniz hayatını incelemekle harcıyorum.
i spend as much of my time as possible investigating the marine life.

aslında tüm bu toplulukların gerçekten de hayatta fazla seçenekleri yok.
in fact, those entire communities really don't have many options.

Şu eksen üzerinde de, hayat kalitesi, ve insanların sağlığı.
and on that axis i have life expectancy, the health of people.