Je was op zoek naar: beraber olmak (Turks - Engels)

katılmak arkadaşlarımla beraber olmak eğlenmek okul gezilerine gitmek.
being with my friends, having fun, going on school trips.

öyleydi "hayata beraber olmak için en güçlü anlardan biriydi" dedi
it was," he said, "one of the most powerful moments of life together.

o secde edenlerle beraber olmaktan çekinmişti.
he refused to be among the prostrate.

o, secde edenlerle beraber olmaktan kaçındı.
he refused to be among the prostrate.

geri kalan kadınlarla beraber olmağa razı oldular.
they are content to be with the useless.

secde edenlerle beraber olmaktan seni alıkoyan nedir?" dedi.
what aileth thee that thou art not among the prostrate?

yalnız İblis hariç. o secde edenlerle beraber olmaktan çekinmişti.
but iblis (did it not); he refused to be with those who made obeisance.

fakat İblis hariç! o, secde edenlerle beraber olmaktan kaçındı.
but iblis (did it not); he refused to be with those who made obeisance.

geride kalan kadınlarla beraber olmağa razı oldular, kalbleri mühürlendi, artık onlar anlamazlar.
pleased are they that they should be with the women sitters-at-home, and their hearts are sealed up, so they understand not.

dedi ki: "seni secde edenlerle beraber olmaktan alıkoyan şey nedir, İblis?"
"how is it, o iblis," said (the lord), "you did not join those who bowed in homage?"

allah: "ey İblis! secde edenlerle beraber olmaktan seni alıkoyan nedir?" dedi.
"how is it, o iblis," said (the lord), "you did not join those who bowed in homage?"

bunun üzerine, İblis'in dışında bütün melekler hemen secde ettiler. o, secde edenlerle beraber olmaktan çekindi.
all the angels prostrated before adam