Je was op zoek naar: buraya gelsene (Turks - Engels)

hadi buraya gelsene.
come on up here.

yine yapmaya gelsene :d
watch you fuck

video: miko: hey rockett! gelsene!
miko: hey rockett! c'mere!

¨ne için kullanıyorsun?¨gelsene, frogger oynayabiliyorsun¨ tamam.
'what do you use it for?' come over. it does frogger." ok.

‹‹bana gelsene! bedenini gökteki kuşlara ve kırdaki hayvanlara yem edeceğim!›› dedi.
and the philistine said to david, come to me, and i will give thy flesh unto the fowls of the air, and to the beasts of the field.

evinde bulunduğu kadın onu kendine çağırdı, kapıları sıkı sıkı kapadı ve "gelsene" dedi.
and it so happened that the lady in whose house joseph was living, sought to tempt him to herself, and one day bolting the doors she said: "come on now!"

on dk sonra gelseydim otoparkın su ile dolduğunu görüp girmiycektim.
if i had come ten minutes later, i would not have entered there when seeing it was full of water.