Je was op zoek naar: cephane (Turks - Engels)

cephane avı
climate chaos

cephane pusuda
gunslinger

fabrika cephane üretir.
the factory produces ammunition.

avcı silaha cephane koydu.
the hunter put ammunition in the gun.

abd ise fransa'ya cephane yardımında bulunuyordu.
the best weapon... would be a knife...

sivillerin de evlerinde hatırı sayılır miktarda cephane var.
civilians also have a formidable arsenal in homes.

sfor, antipersonel mayınlarıyla korunan bir arazide bir cephane keşfetti.
sfor discovered the arsenal in a site protected by antipersonnel mines.

cephane, polisin pazar gecesi düzenlediği baskında özel bir garajda bulundu.
the weaponry was found in a private garage during a police raid sunday night.

ben göğsüme çaprazlama cephane kemerleri takıp kırmızı bandana giymiyor olabilirim ama çok açık bi şekilde sorunumuz var.
and i don't wear ammo belts crisscrossing my chest and a red bandana, but we're clearly in trouble.

Çatışma sonrasında gerçekleştirilen baskınlarda, bildirildiğine göre güvenlik güçleri belirtilmemiş miktarlarda küçük silah ve cephane ele geçirdiler.
during a raid that followed the clash, security forces reportedly seized an unspecified quantity of small arms and munitions.

birçok kadın askerler ve isyancılar tarafından sex kölesi olarak alıkoyuldu, askerlere cephane ve su ve yiyecek taşımaları için zorlandı.
many women were taken as slaves by rebels and soldiers, as sexual slaves who were forced also to carry the ammunition and the water and the food for the soldiers.

polisin ayrıca 12. 000 dolayında elle atılan roketatar ile 2 milyon cephane parçası ve el bombalarıyla çeşitli patlayıcılar ele geçirdiği de belirtildi.
police have also collected around 12,000 hand-held rocket launchers and about 2m pieces of ammunition, including grenades and various explosives.

2011 yılında şirket, bahreyn’e doğrudan satış yaptığını reddetmesine rağmen, arap ülkelerine cephane sattığını kabul etmiştir.
in 2011, the firm confirmed the sale of weapons to arab countries, although they denied selling weapons directly to bahrain, where police cracked down on protesters the following year.

konuyla ilgili olarak makedon meclisi yasadışı silah, cephane ve patlayıcıların gönüllü olarak teslim edilmesi hakkında bir yasanın yanısıra, silahların yasallaştırılması hakkında da bir yasa çıkardı.
the macedonian parliament passed a law on the voluntary surrender of illegal weapons, ammunition and explosives, as well as a law on the legalisation of weapons.

ama bu, kitaptan çıkan bir 'hayır' serisine öncülük etti. cephane gibi, onlara mesajlar ekleyerek duvarlara spreylemeye başladım.
but that led to a series of no, coming out of the book like ammunition, and adding messages to them, and i started spraying them on the walls.

burada silahlar, mühimmat ve askeri teçhizat gibi taşınır ve eğitim sahaları, askeri üsler, teçhizat ve cephane bölge ve binaları gibi taşınmaz olmak üzere iki tür mal söz konusudur.
there were two kinds of property, that which was moveable, such as weapons, ammunition and military equipment, and that which is immoveable, such as training ranges, military bases, equipment and ordnance storage sites and buildings.

yapıyı trendeyken gördüm ve bir sonraki durakta indim ve oradaki insanlarla tanıştım. bu insanlar bana kendilerinin yeraltı mezarlığına benzeyen bodrum katına ulaşmamı sağladı. burası savaş zamanında cephane deposu olarak kullanılmıştı ve ayrıca bir noktada yahudi mültecilerini saklamak için.
i saw the structure while i was on the train, and i got off at the next station and met people there that gave me access to their catacomb-like basement, which was used for ammunition storage during the war and also, at some point, to hide groups of jewish refugees.

paintball oyununda farklı oyun tipleri vardır ve oyunlar bayrak yakalama, eleme, cephane limiti, belirli bir noktayı savunma ya da belirli bir noktaya saldırma, oyun alanına saklanmış belirli objeleri ele geçirme gibi varyasyonlar içerebilir.
game types in paintball vary, but can include capture the flag, elimination, ammunition limits, defending or attacking a particular point or area, or capturing objects of interest hidden in the playing area.

bu seneyi taliban'ın bu çocukları intihar bombacısı olarak eğiten taliban'ın acemi askerleriyle ve yine bu çocukların nasıl olup da canlı cephane olmak üzere dönüştürüldükleri halde aktif olarak bu eğitimlere yazılmaya devam ettiklerini anlamaya çalışarak geçirdim.
i spent the year working with children who were training to become suicide bombers and with taliban recruiters, trying to understand how the taliban were converting these children into live ammunition and why these children were actively signing up to their cause.

== tarihi ==sözlük anlamı "cephanelik" olan arsenal, 1886 yılında "dial square" adıyla, woolwich semtindeki royal arsenal'de, cephane işçileri tarafından kurulmuştur.
==history==arsenal football club was formed as dial square in 1886 by workers at the royal arsenal in woolwich, south-east london, and was renamed royal arsenal shortly afterwards.