Je was op zoek naar: düşer (Turks - Engels)

gözler yorgun düşer.
and eyes will be humbly cast down.

Çin 124. sıraya düşer.
china drops to 124th.

elma ağacın dibine düşer.
like father, like son.

hesaplarını görmek de bize düşer.
and ours their reckoning.

sonbaharda, yapraklar ağaçlardan düşer.
in autumn, leaves fall from trees.

bundan sonra, zamanla geri düşer
and then after that, you succumb to the rigors of time.

ama sonra, yeniden geriye düşer.
but then she falls back again.

bu oran %12 ile 15 arasında düşer.
that's down to about 12 to 15 percent.

orada onlara inim inim inlemek düşer.
in it they will wail.

halbuki kişi kazdığı kuyuya kendi düşer.
but evil scheming overwhelms none but its authors.

kışın gelmesiyle birlikte ağaçlardaki yapraklar düşer.
with the arrival of winter, the leaves on the trees fall down.

arazi spekülasyonunu çıkarın, arazinin fiyatı düşer.
take away land speculation, price of land drops.

tahditsize alınan miktar mamul ihracat depoya düşer.
the amount considered as unrestricted is sent to the goods exporting warehouse.

benim ücretim, beni yaratana düşer. aklınızı kullanmıyor musunuz?
i do not ask of you any reward for it; my reward is only with him who created me; do you not then understand?

atlama yanlış bir kelime; aslında düşersiniz.
jump is a misnomer; you fall.