Je was op zoek naar: durum yok (Turks - Engels)

durum mesaji yok
how r u

durum ile bir ilgim yok.
i have nothing to do with the case.

Üzgünüm, durum bilgisi yok.
no status information available.

böyle bir durum için emsal yok.
there is no precedent for such a case.

bakan, "durum ciddi ve kaybedecek zaman yok.
"the situation is serious, and there is no time to lose.

normal satır aralığı, son satır için özel bir durum yok
normal spacing, no special provision for the last line

1/ 2 satır aralığı, son satır için özel bir durum yok
spacing 1/ 2 line, no special provision for the last line

yine de başbakan, "panik veya endişe yaratacak bir durum yok.
nevertheless, he said, "there is no panic or atmosphere of concern.

bu durum devam ederse, sırp ekonomisinin geleceği yok olur." dedi.
if this continues, there is no future for the serbian economy," knezevic said.

bizlerin insansız kalma durumu gibi bir durum yok. diğer hammaddecilerinde yok.
we're not about to run out of people. no other commodity has that.

yukarıdaki maddedeki durum yok ise kkl tarafından örnek alınarak analiz edilir.
if the situation specified above is not existing, a sample is taken and analyzed by kkl.

İşletmeden çıkan araçlar güvenlik tarafından kontrol edilmekte şüpheli bir durum yok ise çıkışına izin verilmektedir.
vehicles leaving the company are controlled by security and if there is no suspicious situation, they are allowed to leave.

sırbistan’da, yetkililerin aşırı hava koşullarında acil durum ilan etmelerine olanak tanıyan yasalar yok.
serbia does not have laws that would allow the authorities to introduce a state of emergency in extreme weather conditions.

yarım hamile ya da hamile kalmayi düşünüyorsunuz gibi bir durum yoktur.
you're not partially pregnant or thinking about being pregnant or something of that sort.

eğer olumsuz bir durum yok ise muhasebe bölümü ile irtibata geçerek, personelin başlayabileceği en uygun zamanı belirler.
if there is not a negative situation, he contacts with the accounting department and determines the most appropriate time in order for the personnel to start the work.

ve bu ingiltere'de imperial college'de de aynı, yani anti-amerikan bir durum yok ortada.
and that's no different from imperial college in london, by the way, it's not some sort of anti-american thing going on.

Özel bir durum yoksa işlemden 1 saat sonra istenilen tür ve miktarda yemek yenilebilir.
if there is no particular situation, the desirable type and amount of food can be eaten one hour after the procedure.

durum, asma tavan yoğun dumandan dolayı hemen hemen hiç görünmediğinden kötüye gidiyordu.
this was exacerbated by the fact that the false ceiling was scarcely visible owing to the dense smoke.

bildiğiniz üzere geçen yüzyılda dünyayı yaklaşık 1 santigrat derece ısıttık. ve kaydın doğal olan kısmında son yüzyılda gördüğümüze benzer bir durum yok.
you know, we've warmed the globe about a degree centigrade in the last century, and there's nothing in the natural part of that record that resembles what we've seen in the last century.

durun size nasıl yaptıklarını anlatayım. kötü düşünmek yok.
but i'll tell you how they do it. no cynicism.