Je was op zoek naar: göremiyorum (Turks - Engels)

göremiyorum.
i can't see.

onu göremiyorum.
i can't see it.

babamı göremiyorum.
i can't see my dad.

tom'u göremiyorum.
i can't see tom.

ben bir şey göremiyorum.
i can't see anything.

seni işitebiliyorum ama seni göremiyorum.
i can hear you, but i can't see you.

işığı aç, bir şey göremiyorum.
switch on the light. i can't see anything.

sj: hayır, ardını göremiyorum.
sj: no, i can't see through it.

bu koltuktan sahneyi iyi göremiyorum.
i can't see the stage well from this seat.

göremiyorum ve yardıma ihtiyacım var."
i can't see, and i need help."

başka bir hareket tarzı göremiyorum.
i see no other course of action.

ama azerbaycan’da gezecek yer göremiyorum
but i do not see places to visit in azerbaijan.

ben henüz böyle bir uzlaşma göremiyorum.
i still do not see that compromise.

burası gerçekten karanlık. bir şey göremiyorum.
it's really dark in here. i can't see anything.

perdeler kapalı olduğu için içeriyi göremiyorum.
i can't see in because the curtains are closed.

gözlüğüm olmadan neredeyse hiç doğru dürüst göremiyorum.
i can hardly see without my glasses.

["the 99"] cebbar: dana, tutacağım yeri göremiyorum.
["the 99"] jabbar: dana, i can't see where to grab hold.

bütün elleri göremiyorum, ama herkes kaldırmış gibi gözüküyor.
can't see all the hands, but it looks like all of you, right?

başka, başka... hmm burada ilginç mimler göremiyorum şu an.
and what about, oh, i can't see any interesting memes here.

süleyman, kuşları araştırarak: "hüdhüd'ü niçin göremiyorum? yoksa kayıplarda mı?
(on another occasion) solomon inspected the birds and said: "why is it that i do not see the hoopoe?