Je was op zoek naar: gündelik (Turks - Engels)

gündelik Şık kı
star stylin 5

tom gündelik giyinmişti.
tom was dressed casually.

bu gündelik deneyim ne tersidir.
this is the opposite of what happens in everyday experience.

bu insanlar, "gündelik kahramanlar".
there are ordinary heroes.

":"gündelik ekmeğimizi bize bugün ver.
gündeki ekmeğimizi bize bugün ver.

bugün gündelik hayatın hazları hakkında konuşacağım.
i'm going to talk today about the pleasures of everyday life.

billy collins: zamanda yakalanmış, gündelik kesitler
billy collins: everyday moments, caught in time

chade-meng tan: google'da gündelik şefkat
chade-meng tan: everyday compassion at google

bir pigmenin perspektifinden görünen gündelik oluşumlar bizi eğlendirebilir.
everyday occurrences seen from a pygmy’s perspective can bring us lots of fun thoughts.

alışkın olduğumuz gündelik yaşamdan farklı bir gerçekliğe katılıyoruz.
we are participating in a reality that is different from that of the everyday life that we're used to.

ve muhtemelen kendi gündelik hayatınızdan . bir çoğunu daha düşünebilirsiniz.
and you can probably think of many, many more in your own everyday lives.

anlattığım hademeler gibi "gündelik kahramanlar" da kutlamaya değerdir.
ordinary heroes like the janitors who are worth celebrating too.

drago, “İnsanların çoğu siyasetle değil, gündelik yaşamla ilgileniyor.
"most people are not interested in politics; they are interested in daily life.

demek istediğim, herhangi bir kimse ne istediğini gündelik dilde söyleyecek,
i mean, anyone will be able to say what they want in plain language.

onu her gün kullanıyoruz. ve onu gündelik yaşantımızda kullanıyoruz. özel ve iş yaşamımızda.
we use it everyday. we use it in our everyday lives now -- in our private lives, in our business lives.

Çalışmalara, insanların gündelik hayatlarına doğrudan etki eden, temel meselelerden başlamamız gerekiyor.
we should start from the essential things, which directly touch the daily lives of people.

bu sera etkisi olarak bilinir ve gündelik hayatta gözlemlenir mesela arabada, güneşte otururken.
this is known as the greenhouse effect and can be observed by getting into a car that has been sitting in the sun.

söz konusu bu tür kavramlar, avcı-toplayıcı toplumlarda gündelik hayatın bir parçası olurdu.
such concepts would have been part of everyday life in hunter-gatherer societies.

misyonun baş sözcüsü lena andersson, "suçun gündelik yaşamın bir parçası olduğunu hepimiz biliyoruz.
"we all know that crime is a daily presence.

gündelik hayatıma rahat bir vicdanla devam edebilmek için birşey satın alıyor, bütün kötü haberlerden böylece uzak kalıyordum.
i was purchasing something -- i was buying my right to go on with my day and not necessarily be bothered by this bad news.