Je was op zoek naar: gelerek (Turks - Engels)

hepsi eve gelerek evi güçlendirir.
and they all come and they fortify the house.

Şaşırtıcı olan, bunu içten gelerek söylemiş olmasıydı.
and the incredible thing was she really meant it.

buraya ucakla gelerek gezegenimiz ustunde buyuk bir etki yarattım.
i have a big impact on the planet to travel here by plane.

derken gök yarılıp kırmızı bir gül rengine gelerek yağ gibi eriyince...
(on the day of judgment) when the heavens are rent asunder they will have a flowery color and flow like oil.

jennifer: bir asker yola doğru gelerek nereden geldiğimizi sordu.
jennifer: a soldier walked onto the road, asking where we'd been.

türkiye tarihinde ilk kez insanlar bir araya gelerek bir ermeni için ağladı.
this was the first time in turkish history that people came together to cry for an armenian.

Örneğin, binlerce aktin molekülü bir araya gelerek mikrofilamanları meydana getirir.
for example, many thousands of actin molecules assemble into a microfilament.

kaynaklara göre 40 bin u2 hayranı konser için yurtdışından gelerek otelleri ve kafeleri doldurdu.
according to sources, 40,000 u2 fans travelled from abroad for the concert, filling hotels and packing cafes.

gerçekteyse, yüzleşilmemiş bir geçmiş her zaman intikamla geri gelerek yaşamlarımızı lanetlemektedir."
in reality, an unconfronted past does always come back with a vengeance, haunting our lives," he said.

(yusufun yanına gelerek dedi ki:) ey yusuf, ey doğru sözlü kişi!
"o joseph!" (he said) "o man of truth!

pozların bir araya gelerek oluşturduğu kaynak grupları ise derin nokta vuruşlu markalama cihazları ile tanımlanır.
the welding groups formed when the exposures are together are defined by deep point percussion marking devices.

böyle olunca avukatlar cesurca bir araya gelerek sistem organize etmeye başladılar, dava alabilecekleri bir sistem.
so lawyers began to courageously stand up together to organize a system where they can take cases.

buralar, farklı kültür ve geçmişlere sahip insanların bir araya gelerek farklı alanlardaki deneyimlerini paylaştıkları yerlerdi.
it was a space where people would get together from different backgrounds, different fields of expertise, and share.

uzungöl'e bugün bile yabancı gruplar gelerek mevcut tesiste konaklamakta ve güneydeki göllere doğa içinde yürüyüşler yapılmaktadır.
even today, foreign groups come to uzungöl and stay in the current facility and walk in nature to the lakes in the south.

bekiri, 24 mart gecesi sırp polisinin priştine'deki evine gelerek ailesini evden çıkarmak istemesini hatırlıyor:
he describes how serbian police came to expel his family from his house in pristina during the night of march 24th.

başlangıçtaki isteksizlik yerini genç sırplar ve arnavutlar'ın yavaç yavaş mkk'ye gelerek birlikte çalışmaya başlamalarına bırakmış.
after initial reluctance, young serbs and albanians flocked to the mcc and started working together.

bm özel elçisi martti ahtisaari 21 kasım pazartesi günü kosova'ya gelerek unmik başkanı soren jessen-petersen ile görüştü.
un special envoy martti ahtisaari arrived in kosovo on monday (21 november) and has already met with unmik head soren jessen-petersen.

aslında burası tampa'daki fbi ofisi hayatımın altı ayını burada geçirdim -- gidip gelerek, altı ay boyunca sürekli değil.
basically this is the fbi offices in tampa where i spent six months of my life -- back and forth, not six months continuously.

1973 yılından itibaren birkaç kez türkiye'ye gelerek ağrı dağı'nda nuh'un gemisi'ni arama çalışmaları yaptı.
beginning in 1973, irwin led several expeditions to mount ararat, turkey, in search of the remains of noah's ark.

ekran kalibrasyonu için ‘menÜ’ üzerinden ‘sİstem ayarlari’ kısmına gelerek ‘ekran kalİbrasyonu’ seçilir.
navigating from the “menu” to the “system settings” section for the screen calibration, select the “screen calibration”.