Je was op zoek naar: giyinmektir (Turks - Engels)

dünyasal çadırda yaşayan bizler ağır bir yük altında inliyoruz. asıl istediğimiz soyunmak değil, giyinmektir. Öyle ki, ölümlü olan, yaşam tarafından yutulsun.
for we that are in this tabernacle do groan, being burdened: not for that we would be unclothed, but clothed upon, that mortality might be swallowed up of life.

Çalışan iş tanımına, işyeri ciddiyetine ve kurum kültürüne uygun giyinmek, kişisel görünümüne dikkat etmekle yükümlüdür.
the employee must wear in compliance with the solemnity of the workplace and corporate culture and take care of its personal appearance.