Je was op zoek naar: hissedemeyecekler (Turks - Engels)

bunu siz yapmak zorundasınız, ve eğer siz bunu hissedemezseniz, iş arkadaşlarınız, çalışanlarınız, bunu hissedemeyecekler.
you guys have to, and if you're not feeling it, your colleagues, your employees, aren't going to feel it.

böylesi inanılmayacak kadar basit bir şey -- ama o benim hissedemeyeceğim bir şeyi hissediyor olacaktı. çünkü ben sesin tam üstündeyim.
something that's so unbelievably simple -- but he would be experiencing something that i wouldn't be, because i'm on top of the sound.