Je was op zoek naar: iyimser (Turks - Engels)

iyimser
optimistic

tom iyimser.
tom is optimistic.

tom bir iyimser.
tom is an optimist.

agogiatis ise daha iyimser.
agogiatis was more optimistic.

bazı analistler iyimser görüşte.
some analysts hope so.

sanırım tom biraz çok iyimser.
i think tom is a little too optimistic.

nimetz isim müzakereleri konusunda iyimser
nimetz upbeat on name talks

bugün hiç kimse iyimser hissetmiyor.
nobody feels optimistic today.

sonuç konusuna iyimser mi bakıyorsunuz?
are you optimistic about the result?

bu aşırı derecede iyimser bir bakış.
that's an overly optimistic view.

bu değerlendirme, malesef, çok fazla iyimser
this assessment, unfortunately, is far too optimistic.

pekala, iyimser olmaya cesaretimiz var mı?
so, can we dare to be optimistic?

yoksa sadece bir mutlak iyimser miyim?
or am i just an absolute optimist?

kelmendi'nin eşi makbule iyimser görüşe sahip.
kelmendi's wife, magbule, is optimistic.

bm elçisi yeni kıbrıs barış müzakereleri konusunda iyimser
un envoy optimistic about new cyprus peace talks

fakat yine de brüksel’den iyimser sesler geliyor.
however, optimistic voices are coming from brussels.

ab'ye katılım, bu iyimser bakış açısıyla değerlendirilebilir.
joining the eu can be seen through the lens of this upbeat logic.

sırbistan'daki etnik bulgarlar değişim konusunda iyimser değiller
ethnic bulgarians in serbia not optimistic for change

belki sadece demokrasinin yayılıyor olması konusunda iyimser olabiliriz.
maybe we can be more optimistic because of the spread of democracy.

belgrad'daki güvenlik fakiültesi öğrencilerinden milan vranjkovic, daha iyimser.
milan vranjkovic, a student of the faculty of security in belgrade, is more optimistic.