Je was op zoek naar: küçümsedi (Turks - Engels)

beni küçümsedi.
she has scorn for me.

tom mary'yi küçümsedi.
tom underestimated mary.

annesinin tavsiyesini küçümsedi.
he flouted his mother's advice.

zagreb ab uyarısının etkisini küçümsedi
zagreb downplays effect of eu snub

refah içinde yaşayan insanları küçümsedi.
he despised those who lived on welfare.

bu millet beni küçümsedi; az kalsın öldürüyorlardı.
aaron said, "son of my mother, the people oppressed me and almost killed me.

kavmini küçümsedi, onlar da ona boyun eğdiler.
he incited his people to levity and they obeyed him.

sırp cumhuriyeti başbakanı milorad dodik sorunu küçümsedi.
republika sprska prime minister milorad dodik downplayed the ramifications.

o halkını küçümsedi, onlar da ona itaat ettiler.
he incited his people to levity and they obeyed him.

muhalefet hdz toplantısını siyasi bir şov olarak nitelendirerek küçümsedi.
the opposition has dismissed the hdz convention as a political show.

bu arada pnl, bu fikri öncelik olmadığını söyleyerek küçümsedi.
the pnl, meanwhile, has downplayed the idea, saying it is not a priority.

böylelikle kendi kavmini küçümsedi, onlar da ona boyun eğdiler.
he incited his people to levity and they obeyed him.

firavun, milletini küçümsedi ama, onlar kendisine yine de itaat ettiler.
he incited his people to levity and they obeyed him.

davutu tepeden tırnağa süzdü. kızıl saçlı, yakışıklı bir genç olduğu için onu küçümsedi.
and when the philistine looked about, and saw david, he disdained him: for he was but a youth, and ruddy, and of a fair countenance.

schroeder ayrıca, ankara'nın katılımı sonrasında gerçekleşmesinden korkulan göç dalgasını da küçümsedi.
he also downplayed fears of an immigration wave following ankara's accession.

harun: "ey annem oğlu! bu millet beni küçümsedi; az kalsın öldürüyorlardı.
"o son of my mother," said (aaron), "these people took advantage of my weakness and almost killed me.

böylelikle kendi kavmini küçümsedi, onlar da ona boyun eğdiler. gerçekten onlar, fasık olan bir kavimdi.
so he incited his people to levity and they obeyed him: surely they were a transgressing people.

tariceanu "romen halkı basescu'ya ikinci bir şans vermiştir" sözleriyle sonucun önemini küçümsedi.
tariceanu played down the importance of the outcome, saying "the romanians gave basescu a second chance".

bu arada ahtisaari'nin sözcülerinden biri, elçinin öneri taslağından sızan ayrıntılar hakkında bu hafta basında çıkan haberleri küçümsedi.
meanwhile, a spokesperson for ahtisaari downplayed media reports this week that leaked details of the envoy's draft proposal.

1985-1987 yılları arasında türkiye'nin tiran büyükelçisi olarak görev yapan bilal Şimşir, bildirgenin önemini küçümsedi.
bilal simsir, who served as turkey's ambassador to tirana from 1985 to 1987, downplayed the importance of the declaration.