Je was op zoek naar: karim evde yok (Turks - Engels)

evde yok
my wife is not home

annem evde yok.
my mother isn't at home.

evim yok.
i have no home.

bir evim yok.
i don't have a home.

yaşayacak evim yok.
i have no home to live in.

artık bir evim yok.
i don't have a house anymore.

ben bu akşam evde yokum.
i'm not home tonight.

adamın içinde yaşayabileceği bir evi yok.
the man has no house to live in.

karım evde kalırdı fakat şimdi çalışıyor.
my wife used to stay home, but she works now.

eğer karım evde yemek yapıyorsa-- pek sık olmasada, şükür ki.
if my wife is cooking a meal at home -- which is not often, thankfully.

sert rüzgarların körüklediği alevler onlarca hektar orman ve zeytinliği küle çevirdi ve birkaç evi yok etti.
spurred by strong winds, the blazes burned hectares of forest and olive trees and destroyed a number of houses.

evim yok, otobüs durağında yatıp kalkıyoruz.” bunları söyleyen artan henüz dokuz yaşında.
i've never been in school and can't write and can't read, i have no house and we sleep in the bus station." he is nine.

kahkahalar düşünsenize, e.t. evi arıyor, ve ben evde yokum?? berbat!
i mean, can you imagine? e.t.'s phoning home, and i'm not, like, there? you know, horrible!

birçok insanın hiç evleri yoktu.
many people had no homes at all.