Je was op zoek naar: kiremitlerle (Turks - Engels)

turizmin kent için önemini ayrımsamak kolay, bombardıman sırasında yıkılan ya da hasar gören, yosun tutmuş çatı kiremitleri ivedi bir biçimde portakal renkli yeni kiremitlerle değiştirilmiş.
it's easy to see how important tourism is to the town, since the lichened roof tiles that were destroyed or damaged during the shelling were quickly replaced with orange-coloured ones.

İnşaat malzemeleri, demir, bakır, kum, çakıl, mıcır, çimento, kireç, tuğla, kiremit, seramik, çini, fayans, karo, mozaik mamulleri, tuğla, taş, mermer, yer döşemeleri, boya, nalburiye malzemelerinin toptan ve perakende olarak alımı, satımı, ithalatı ve ihracatını ve üretimini yapmak, bayilikler ve mümessillikler almak, kendine bağlı bayilikler kurmak.
to wholesale, retail, manufacture, import and export construction materials, iron, copper, sand, crushed stone, gravel, cement, lime, brick, roof tile, ceramic, tile, glazed tile, ceramic tile, mosaic products, stone, marble, floor coverings, paint, hardware materials, to obtain dealerships and representations and establish dealerships affiliated to itself.

tuğla, kiremit v.s. inşaat malzemesinin temizlenmesi işlerinde.
cleaning works of construction materials such as tile, brick, etc.

Çatılar oturtma çatı olup, kiremit-onduline veya şıngıl ile kaplanır, bacalar uygun şapkalar ile sıvanır baca ve çatı kapakları çinko ile kaplanır olacaktır.
the roofs are free standing roof and covered with tile-induline or shingle and are plastered with the caps suitable for the chimneys and the roof hatches are coated with zinc.

ahşap beşik çatı marsilya kiremitle örtülüdür.
the wooden gable roof is covered with marseilles tile.

Çünkü tepesine kiremit koyduğunuzda yıkılır.
because if they put tiles on top, it's just going to crash.

bazı işçilerin paris'te kiremit bir duvarı kırdıklarını ve şarapların burada gizlendiğini görünüşe bakıldığında burasının thomas jefferson'ın mülkü olduğu ortaya çıktı.
some workmen in paris had broken through a brick wall, and happened upon this hidden cache of wines -- apparently the property of thomas jefferson. 1787, 1784.

Üçüncü çocuk yuvasında, 15'indeydim, isyan etmeye başladım, yaptığım şey, üç kutu boya aldım, airfix boya, modellemede kullanılan, --büyük çocukların yuvasıydı, büyük victorian çocuklarının yuvası-- ve küçük bir kulenin tepesindeydim ve kırmızı, sarı ve yeşil boyalar döktüm, afrika'nın renkleri, kiremitlerden aşağıya.
on the third children's home, at 15, i started to rebel, and what i did was, i got three tins of paint, airfix paint that you use for models, and i was -- it was a big children's home, big victorian children's home -- and i was in a little turret at the top of it, and i poured them, red, yellow and green, the colors of africa, down the tiles.

malzemeler yaygın bir su jeti ile kesme lastik, köpük içerir, plastik, kompozit, taş, kiremit, metal, gıda, kâğıt ve çok daha fazlası.
materials commonly cut with a water jet include textiles, rubber, foam, plastics, leather, composites, stone, tile, metals, food, paper and much more.

sırbistan'ın kosova'ya ihraç ettiği en önemli mallar arasında ağır petrol, ham petrol, elektrik, buğday, mısır, un, gıda ürünleri, mazot ve kiremit yer alıyor.
the most important goods exported by serbia to kosovo include heavy oil, crude oil, electricity, wheat, corn, flour, food products, diesel fuel, and roofing tiles.

kastettiğim dünya, gelişmiş inşaat malzemesinin insan eliyle yapılmış çatı kiremiti anlamına geldiği, günde 10 saat çalıştığınız, ayda 60 dolar kazandığınız bir dünya.
i mean the world where advanced building materials means cement roofing tiles that are made by hand, and where, when you work 10 hours a day, you're still only earning 60 dollars in a month.

bir çiti var; bir kapıyı bulup getirmiş; çatısında yeni kiremiti var.
he's got a fence; he scavenged a door; he's got new tile on the roof.

Üniversiteden mezun olduğumda güney kaliforniya'da çevreye uygun şeyler yapmaya başladım. İspanyol tarzı kiremit çatı mantığıyla bu tür şeyler.
when i came out of college, i started to try to do things contextually in southern california, and you got into the logic of spanish colonial tile roofs and things like that.

kiremit çatıların ardından yükselen mimari harikası 15 eski kilise, hangi mezhebe ait olursa olsun --protestan, ortodoks, protestan, fransiskan ya da ursulin-- saygıyı hak ediyor.
rising over the tile roofs, 15 old churches, masterpieces of architecture, command respect, be they evangelical, orthodox, catholic, protestant, franciscan or ursuline.

== ekonomi ==afyonkarahisar Şeker fabrikası ve Şeker makina fabrikası ile çok sayıda tuğla ve kiremit fabrikası sınırları içerisinde yer almaktadır.
==economy==afyonkarahisar sugar factory and sugar machine factory and many brick and tile factories are located within the borders.

İnsanı kiremit gibi pişmiş çamurdan yarattı.
he created man (adam) from sounding clay like the clay of pottery.

İnsanı kiremit gibi pişmiş çamurdan yarattı.
he created man from clay like [that of] pottery.

İnsanı kiremit gibi pişmiş çamurdan yarattı.
he created man from clay like that of earthenware.

İnsanı kiremit gibi pişmiş çamurdan yarattı.
he created man from dry clay like earthen vessels,

İnsanı kiremit gibi pişmiş çamurdan yarattı.
he created man from hard clay, like bricks.