Je was op zoek naar: o,yorgun olduğu halde koşar (Turks - Engels)

o yorgun.
he is tired.

o yorgun olduğu için, yatmaya erken gitti.
because he was tired, he went to bed early.

o, yorgun görünüyor.
she does look tired.

bence o yorgun.
i think he's tired.

o yorgun, ve ben de.
he is tired, and so am i.

yorgun olduğu için erkenden yatmaya gitti.
since he was tired, he went to bed early.

filtre sterilizasyonunun başarısız olduğu halde kullanılması
even if the filter sterilization is faulty, it is used

Çok yorgun olduğu için mışıl mışıl uyudu.
since he was very tired, he fell sound asleep.

Çok yorgun olduğu için, kısa sürede uykuya daldı.
being very tired, i soon fell asleep.

kur'an hak olduğu halde kavmin onu yalanladı.
(some of) your people have rejected the quran, although it is the truth.

görünür yelpazede olduğu halde net görememenizin nedeni bu.
and that's why you cannot see down to the surface with our eyes in the visible region of the spectrum.

o, yorgun olsa bile çalışmaya devam etti.
she kept working even though she was tired.

boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu halde sürüklenceklerdir:
when iron collars will be rounded over their necks, and the chains, they shall be dragged along.

yorgun olduğumu söyledim.
i said i was tired.

bana yorgun olduğunu söyleme.
don't tell me you're tired.

biraz yorgun olduğunu söyledi.
she said that she was a little tired.

ben sadece yorgun olduğumu düşünüyorum.
i think i'm just tired.

nasıl yorgun olduğumu hayal edemezsin.
you can't imagine how tired i am.

tom mary'nin yorgun olduğunu fark etti.
tom realized mary was tired.

tom mary'nin yorgun olduğunu fark etmedi.
tom didn't realize mary was tired.