Je was op zoek naar: olmadığını (Turks - Engels)

olmadığını söyleyebilir.
in the early '80s, some would say.

doğru olup olmadığını.
i don't even know if it's truthful.

ciddi olmadığını biliyorum.
i know you're not serious.

suçlu olmadığını beyan etti
she declared that she was not guilty.

bana ciddi olmadığını söyle.
tell me you're not serious!

bunun doğru olmadığını umuyorum.
i hope it's not true.

tom mary'nin iyi olmadığını söyleyebildi.
tom could tell that mary wasn't well.

eposta mesajlarının özel olmadığını varsaymalısın.
you should assume that email messages aren't private.

tom mary'nin mutlu olmadığını hissetti.
tom sensed that mary wasn't happy.

aslında düşünmeye gerek olmadığını düşünüyorsunuz.
you probably don't feel like you need a moment of thought.

yüklenici, kirlenmiş zeminin olmadığını onaylıyor.
the contractor confirms that there was no contaminated ground.

tom'un seçilmesinin olası olmadığını düşünüyorum.
i think it's unlikely that tom will get elected.

profilin gizli olmadığından emin olun.
that it is not