Je was op zoek naar: sımsıkı (Turks - Engels)

o, kolumu sımsıkı tuttu.
she held my arm firmly.

sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl.
so hold fast to what has been revealed to you.

antlaşmama sımsıkı bağlı kalan hadıma
for thus saith the lord unto the eunuchs that keep my sabbaths, and choose the things that please me, and take hold of my covenant;

her şeyi sınayın, iyi olana sımsıkı tutunun.
prove all things; hold fast that which is good.

onları biz yarattık ve bağlarını sımsıkı bağladık.
it is we who created them, and we have made them of strong built.

cezaları, kapıları üzerlerine sımsıkı kapatılmış bir ateştir.
a closed fire will be [imposed] upon them.

azıcık verdi ve gerisini kaya gibi sımsıkı elinde tuttu.
and gave a little and [then] refrained?

allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. dağılıp ayrılmayın.
all of you united hold fast to the rope of god (the quran and his messenger), and recall how he favored you when your hostility to each other had torn you apart.

allah'ın ipine topluca sımsıkı sarılın; ayrılığa düşmeyin.
and hold fast to the bond of allah, together, and do not scatter.

hep birlikte allah'ın ipine (İslam'a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın.
and hold fast to the bond of allah, together, and do not scatter.

hep birlikte allah'ın ipine (kitabına, dinine) sımsıkı sarılın. parçalanıp ayrılmayın.
and hold fast to the bond of allah, together, and do not scatter.

sımsıkıdır uyluk lifleri.
he moveth his tail like a cedar: the sinews of his stones are wrapped together.