Je was op zoek naar: sen bul beni oradayım ben??bilmiyorum (Turks - Engels)

ben bilmiyorum.
i don't know.

bul beni
mermaid melody

sorun şu ki, ben bilmiyorum.
the trouble is, i don't.

ben bilmiyorum ve bilmem gerekir.
i don't know, and i should.

tom mutfakta olabilir, ama ben bilmiyorum.
tom could be in the kitchen, but i don't know.

ben bilmiyorum fakat sanırım tom biliyor.
i don't know, but i bet tom does.

ben bilmiyorum. korkarım, geleceğin ne getireceği hakkında konuşan birçok kişi de bilmiyor.
i don't. nor, i suspect, do many other people who are talking about what the future will bring.

nihayat buldun beni
did you find m

beni oraya gönder.
send me there.

o beni oraya gönderdi.
he made me go there.

ebeveynlerim beni oraya gönderdi.
my parents made me go there.

beni oraya götürecek misin?
will you take me there?

Çayı çok güzel oranın ben çok seviyorum.
tea is so beautiful there. i love it.

bana ona ne olduğunu sordu, ama ben bilmiyordum.
she asked me what had become of him, but i didn't know.

beni oraya getirecek bir şey beklerdim, beni getirmedi.
i expected something that could bring me there. i did not bring me there.

atalarınız beni orada sınayıp denediler ve kırk yıl boyunca yaptıklarımı gördüler.
when your fathers tempted me, proved me, and saw my works forty years.

ben bilmiyordum şaft dağlarını ateşgahta teleferik olduğunu bilmiyordum kayak yapılacak dağ olduğunu bilmiyordum
i did not know the şaft mountains and the telpher in the ateshgah. i didn't know there is a mountain to go skiing.

arabayı tedbir amaçlı olduğu yerden oraya ben koymuş ve onun pert olmasına ben sebep olmuşum gibi hissetmiştim.
i felt that i was the one who caused that my car was damaged since i took it from its first place as a measure.

bu unutulmuş küçük sokağın bittiği yerin tıpkı beni oraya götüren terk edilmiş köpek gibi korumaya değer olduğunu biliyordum.
i knew that this forgotten little street-end, abandoned like the dog that brought me there, was worth saving.

biraz önce videoda da gösterdiler bence oradan buraya getirilmesi
they just showed it in the video. i think it should be brought here from there.