Je was op zoek naar: seni arıyorum ama ulaşamıyorum (Turks - Engels)

seni arıyorum.
i'm calling you.

saatlerdir seni arıyorum.
i've been calling you for hours.

bütün gündür seni arıyorum.
i've been looking for you all day.

bir iş arıyorum ama kimse iş vermiyor.
i've been looking for a job, but nobody's hiring.

seni arıyordum.
i have been looking for you.

tom seni arıyor.
tom is calling you.

onlar seni arıyorlar.
they're looking for you.

bütün gün seni arıyordum.
i've been looking for you all day.

tom her yerde seni arıyordu.
tom was looking all over for you.

yani, arıyorlar, ama ben cevap vermiyorum.
i mean, they're calling, but i'm not taking the call.

ben tom'u arıyordum ama önce o beni buldu.
i was looking for tom, but he found me first.

onu bulunca, ‹‹herkes seni arıyor!›› dediler.
and when they had found him, they said unto him, all men seek for thee.

ve yerimin sadece batı'da ya da afrika'da olmadığını öğrendim, ve hala kimliğimi arıyorum, ama gana'nın demokrasiyi daha iyi uyguladığını gördüm.
now i have learned that my place is not just in the west or in africa, and i'm still searching for my identity, but i saw ghana create democracy better.

başkâhinlerle din bilginleri İsayı ortadan kaldırmak için bir yol arıyor, ama halktan korkuyorlardı.
and the chief priests and scribes sought how they might kill him; for they feared the people.

başkâhinler ve yüksek kurulun öteki üyeleri, İsayı ölüm cezasına çarptırmak için kendisine karşı tanık arıyor, ama bulamıyorlardı.
and the chief priests and all the council sought for witness against jesus to put him to death; and found none.

adamın birazdan geri gelip şöyle diyeceğini düşündüm, "200 yıldır seni arıyorduk."
thought the guy was going to come back and be like, "we've been looking for you for 200 years."

petrus hâlâ görümün anlamını düşünürken ruh ona, ‹‹bak, üç kişi seni arıyor›› dedi.
while peter thought on the vision, the spirit said unto him, behold, three men seek thee.