Je was op zoek naar: sonsuza kadar adalet (Turks - Engels)

sonsuza kadar adalet
freedom forever

sonsuza kadar
eternally

sonsuza kadar bekleyemem.
i can't wait forever.

sonsuza kadar. zarafetle.
forever. with grace.

sonsuza kadar çok istiyorum
i want you too forever

onu sonsuza kadar sevecek.
he will love her forever.

sonsuza kadar benim olacaksın
you'll be mine forever

sonsuza kadar arkadaş olalım.
let's be friends forever.

o, sonsuza kadar elveda dedi.
he said good-bye for good.

cooper: sonsuza kadar sürmez.
cooper: it won't go on forever.

amaç sonsuza kadar kalmaları değil.
they are not meant to stay.

evren sonsuza kadar genişleyecek mi?
will the universe expand indefinitely?

ben her zaman sonsuza kadar seveceğim
i will always love you forever

gerçek dostluklar sonsuza kadar sürerler.
true friendships last forever.

"sonsuza kadar yaşayacakmış gibi öğrenin."
"learn as if you'll live forever."

o sonsuza kadar İngiltere'ye dönmüştü.
he had returned to england forever.

fosil yakıtlar sonsuza kadar var olmayacak.
fossil fuels won't be available forever.

"bu proje bölgeyi sonsuza kadar öldürecek.
"this project will kill the area for good.

ve bu sonsuza kadar çalışacağı anlamına gelmiyor.
and it doesn't mean it's going to work forever.

ne mutluluk ne de üzüntü sonsuza kadar sürebilir.
neither joy nor sorrow can last forever.