Je was op zoek naar: susturmak (Turks - Engels)

beni neden susturmak veya kapatmak istersiniz ki?
why would you want to shut me down or turn me off?

İdam cezası defalarca siyasi karşıtları susturmak için kullanıldı.
the death penalty was, in many cases, used to silence political dissent.

her ümmet, kendi elçilerini (susturmak için) yakalamaya yeltendi.
every community plotted against their messenger, to capture him.

cem uzan, aile varlıklarına indirilen bu mali darbenin hedefinin kendisini susturmak olduğunu iddia ediyor.
the financial crackdown on his family's assets, he claims, was aimed at silencing him.

daha önceki mahkeme kararı tarafından dondurulan davalar gibi, birilerini rüşvetle susturmak için geri gidecekler.
as for cases put on ice by the earlier court ruling, they will go back to square one.

1950'lerde civa anahtarlar ve sessiz düğme kontrolleri ile bu sesi susturmak için ellerinden geleni yaptılar.
in the 1950s they tried their best to muffle this sound with mercury switches and silent knob controls.

kanal, yetkililerin iktidardaki vmro-dpmne partisini ve hükümetini sık sık eleştiren bir medya kuruluşunu susturmak istediğini öne sürüyor.
they say the authorities are determined to silence an outlet that has frequently criticised the ruling vmro-dpmne party and the government that it heads.

kanlı, "tüm bu meselelerde suçlular da yer almaktadır, fakat aynı zaman da hükümet de bu meseleyi karşıtları susturmak için kullanmaktadır.
"in all these issues, there are criminals involved, but at the same time the government is exploiting the issue to silence its critics.

kalabalık onları azarlayarak susturmak istediyse de onlar, ‹‹ya rab, ey davut oğlu, halimize acı!›› diyerek daha çok bağırdılar.
and the multitude rebuked them, because they should hold their peace: but they cried the more, saying, have mercy on us, o lord, thou son of david.

her ümmet, kendi elçilerini (susturmak için) yakalamaya yeltendi. hakkı, onunla yürürlükten kaldırmak için, 'batıla-dayanarak' mücadeleye giriştiler.
each nation sallied forth against its messenger to seize him, and they disputed with false arguments seeking therewith to repudiate the truth.