Je was op zoek naar: tamam o zaman facebookdan yazsa idin (Turks - Engels)

o zaman
welcome to our family

o zaman.
then.

tamam o zaman. hadi -- sanıyorum ki bizim..
okay, all right. let’s -- i suppose we'd better...

gel o zaman
you sure

o zaman ne?
so, what is it then?

konuş o zaman
speak then.

buyur o zaman.
then, here you are.

o zaman öyle söylemeliydi.
you should have said so at that time.

o, o zaman buradaydı.
he was here at that time.

yaz o zaman başlık at.
write it down and give a headline, then.

o zaman, kafadarlarını çağırsın,
let him call on his gang.

o zaman kanada'daydım.
i was in canada then.

o zaman ben kanada'da idim.
at that time, i was in canada.

o zaman yusuf: "babacığım!
he said, ‘father!

tamam o da senin olsun önemli değil
okay, you can take it too. it doesn't matter

ayrıca kıbrıs o zaman britanya kolonisi idi.
at this time, cyprus was a british colony.

tamam. o an tür değiştirmeye bu kadar yaklaştım.
i came this close to changing species at that moment.

görüyorsunuz, artık onun değil. tamam, -- o çıkardı.
well, you see, it's not his. yes -- he started it.

muhtemelen değil. tamam, o zaman yelpazenin içinde bir yerlerde bu iki uç noktanın arasında daha dengeli bir durumu temsil eden bir yer olmalı.
probably not. ok, so perhaps there's some place on the spectrum between these two extremes that represents a place of better balance.

o zaman içinizden iki bölük bozulmaya yüz tutmuştu. halbuki allah onların yardımcısı idi.
and recall when two groups from among you were inclined to flag although allah was their protector; it is in allah that the believers should put their trust.