Je was op zoek naar: turkiye ne zaman gelmek (Turks - Engels)

ne zaman
why don't you?

ne zaman?
what of it?

ne zaman dogdun
where are you from

ne zaman biter.
when does it finish?

ne zaman yıkanacaksın?
when are you going to wash yourself?

"peki, ne zaman gelmek ister siniz?" dediler.
they said, "you know, when do you want to come out?"

ne zaman istersen gel.
come whenever you like.

ne zaman boş olacaksın?
when will you be free?

ne zaman banyo yapabilirim?
when can i take a bath?

ne zaman boston'daydın?
when were you in boston?

ne zaman almanya'ya dönüyorsun?
when will you go back to germany?

ey kral, ne zaman gelmek istersen gel! davutu kralın eline teslim etmeyi ise bize bırak.››
now therefore, o king, come down according to all the desire of thy soul to come down; and our part shall be to deliver him into the king's hand.

Şahidler çağrıldıkları zaman (gelmekten) kaçınmasınlar.
and let not the witnesses refuse when they are called upon.

o ne zamandı?
when was that?

ne zamandır boston'dasın?
how long have you been in boston?

ta ki kadınlardan biri şaşırırsa diğeri ona hatırlatsın. Şahidler çağrıldıkları zaman (gelmekten) kaçınmasınlar.
but if he who oweth be witless or infirm or unable himself to dictate, then let his guardian dictate justly.

Şahidler çağrıldıkları zaman (gelmekten) kaçınmasınlar. az olsun, çok olsun, onu süresine kadar yazmaktan üşenmeyin.
and be not loth to write it down, whether it be small or great, with its term; that is more equitable in god's sight, more upright for testimony, and likelier that you will not be in doubt.