Je was op zoek naar: turkuaz (Turks - Engels)

turkuaz
turquoise

koyu turkuaz
dark cyan

turkuaz 1color
cyan1

bu turkuaz gölü.
this is a turquoise lake.

para birimi turkuaz
currency turquoise

suyun berrak ve turkuaz renkli oluşu, alanı manzara açısından da eşsiz kılmaktadır.
the clear and turquoise color of the water makes the area also unique to the landscape.

fakat bir cenazeye gidecek olsaydım si minör giyinirdim yani; turkuaz, mor ve turuncu.
if i had to go to a funeral, though, i would dress in b minor, which would be turquoise, purple and orange.

Üzerinde turkuaz bir peruk, siyah bir şapka ve uzun siyah bir elbise ile iyi aydınlatılmış bir kapıdan çıktı ve bir piyanoya doğru yürüdü.
she emerged from a well-lit doorway wearing a turquoise wig, a black hat, and a long black dress and walked towards a piano.

bbc'deki bipler turkuaz duyuluyor ve mozart dinlemek sarı bir deneyime dönüştü. böylece müzik ve insanların seslerini resmetmeye başladım çünkü insan sesleri renklerle bağdaştırdığım frekanslara sahipler.
the bbc beeps, they sound turquoise, and listening to mozart became a yellow experience, so i started to paint music and paint people's voices, because people's voices have frequencies that i relate to color.

4 gb'lık versiyonunu gümüş renkle birlikte $149'dan ve 8gb'lık versiyonunu gümüş, turkuaz, nane yeşili, siyah ve product red seçeneğiyle $199'dan piyasaya sürdü.
the nano was announced in a 4 gb version coming in silver and an 8 gb version coming in silver, turquoise, mint green, black, and product red.