Je was op zoek naar: var ama aktif değilim (Turks - Engels)

okul var ama gidemiyor mu?
there's school, but she can't go?

paltom var ama şapkam yok.
i have a coat, but i have no hat.

tanrı var ama şifreyi unutmuş.
god exists but he forgot the password.

bizim elimizde 3 metreküp var ama
but we have only 3 cubic meters of oak log

hala yapılacak işler var. ama bunlar
there's still work to do.

her yerde savaşçılar var ama yemek yok.
fighters are everywhere and food is nowhere.

bol zamanım var, ama yeterli param yok.
i have plenty of time, but not enough money.

annemin ehliyeti var, ama o araba sürmez.
my mother has a driver's license, but she doesn't drive.

"bir çözüm var, ama dinamikler yavaş ilerliyor.
"there is a solution, but the dynamics are slow.

bu program için basittir ama aktif bölge sınırı geçtiği zaman, yanlış sonuçlar gösterir.
this is easy to program, but leads to inaccurate results when the active area crosses the boundary.

bence potansiyeli var, ama kendimizi hayal kırıklığına uğrattık.
now i think that the potential is there, but we've completely let ourselves down.

belediyeler çok aktif değildi ve her şey merkezi hükümetin elindeydi.
municipalities were not very active and everything was in the hands of the [central] government.

bu yüzden sizlere, yaptığınız şeylerde olumlu olun, ama aktif bir vatandaş olun şeklinde başladım konuşmama.
so that's why i began by saying, be optimistic in what you do, but be an active citizen.

...aslında vardı ama eskiden.
well, he has some hair but -- well, he used to have hair.

başka seçeneklerim vardı ama onları seçmedim.
i had other options, but i didn't choose them.

bunda şüphesiz bir ders vardır ama çoğu inanmamıştır.
in this there is evidence (of the truth), but many of them do not have any faith.

doğrusu bunda bir ders vardır, ama çoğu inanmamıştır.
lo! herein is indeed a portent, yet most of them are not believers.

bunda bir işaret vardır. ama çokları inanacak değildir.
indeed in that is a sign, but most of them were not to be believers.